Kıraç, 1972 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu ve öğretmen bir babanın çocuğu olarak ilköğrenimine orada başladı. 1982 yılında, ilkokul dördüncü sınıftayken babasının tayini nedeniyle ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul Hasköy’de tamamladı.
Lise eğitimini tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümüne girdi. 1992 yılına gelindiğinde Ortaköy’de bir barda sahne hayatına başladı. Kendi müziğini daha geniş kitlelere duyurma, paylaşma arzusu sonucu 1994 yılında ilk demo albümünü hazırladı. Bir arkadaşının aracılığıyla TMC Müzik ile tanıştı. 1998 yılı Mayıs ayında ilk albümü “Deli Düş” piyasaya sürüldü.
Kıraç’ın 2002 yılında TMC Film’den gelen bir diziye jenerik ve müzik yapma teklifi müzikal yaşamında yeni bir kapı açtı. “Zerda” dizisinin jeneriği ve müzikleri geniş kitlelerin ilgisini çekmeyi başardı. “Zerda”nın başarısını, yüksek izlenme oranları olan; “Bir İstanbul Masalı”, “Aliye”, “Beyaz Gelincik”, “Yağmur Zamanı” ve “Binbir Gece” dizileri takip etti. Sanatçı 2003 yılında bir de kitap yazdı. “Deli Düş” adlı kitap, Kıraç'ın çocukluğunu, ilk gençlik yıllarını, müziğe, aşka, tüm hayata dair düşüncelerini, sevdiklerini, sevmediklerini ve şarkılarının öykülerini anlatıyor.
Kıraç, 2007 yılında, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün 100. yılı için bir beste yaptı ve taraftarların gönlünü fethetti. Yine aynı yıl, Funda Arar'la birlikte, TRT 1’de “Gölgeler” adlı müzik programı hazırladı, sundu ve şarkılar seslendirdi.
Sanatçı, birçok TV kanalında başarıya ulaşmış; “Meryem”, “Acı Aşk”, “Kaçak”, “Bugünün Saraylısı”, “Mavi Kelebekler”, “Karadağlar”, “Ömre Bedel”, “Gönülçelen”, “Unutulmaz”, “Pulsar”, “Küçük Kadınlar”, “Sonbahar”, “Gönül Salıncağı”, “Gözyaşı Çetesi”, “Annem”, “Pepee”, “Leliko” ve “Pisi” dizileri ile “O… Çocukları” ve “Ayas” filmlerinin müziklerine imza attı. Kıraç’ın kariyerinin 11. stüdyo albümü, hayranlarının yıllardır beklediği arşivlik bir proje… Ünlü rock’çının repertuarının en kıymetli yerinde duran şarkıları büyük bir heyecanla seslendirdiği ve titizlikle hazırladığı yeni albümü “Beni Ben Yapan Şarkılar”, 2019’un Mart ayında müzikseverlerle buluştu.
Diskografi:
Beni Ben Yapan Şarkılar (2019)
Benim Halkım (2018)
Kerkük Zindanı (2017)
Son Nefes (2017)
Senden Sonra (2016)
Yolun Sonu (2016)
Çık Hayatımdan (2014)
Beddua (2013)
Derindekiler (2011)
Yolcu (2009)
Garbiyeli (2009)
Benim Yolum (2007)
Kayıp Şehir (2004)
Zaman (2001)
Sevgiliye (2000)
Bir Garip Aşk Bestesi (1999)
Deli Düş (1998)
Soner Sarıkabadayı 8 Aralık 1978 tarihinde Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde doğmuştur. Annesinin adı Güngör, babasının adı Hasan'dır. Perihan ve Zafer adında 2 kardeşi vardır. 4 yaşına kadar ailesiyle Kahramanmaraş'ta yaşayan Soner Sarıkabadayı, daha sonra ailesi ile Mersin'e yerleşmiştir. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini de Mersin'de tamamlamıştır. Üniversite hayatına İstanbul'da devam etmiştir ve İstanbul'a yerleşmiştir. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde İktisat bölümünü okuyorken müziğe olan ilgisinden dolayı klasik gitar dersleri almaya başlar. 2008 yılında sınavlara giren Sarıkabadayı, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Klasik Gitar bölümünü kazanır ve aynı yıl bu bölümden mezun olur.
Müzik hayatı
İlk albümünü 2001 yılında çıkartmıştır. Albümün adı "Kara"dır. Bu albümden istediği başarıyı elde edemeyen Soner Sarıkabadayı, 2009 yılında çıkardığı Buz adlı şarkısının CD'sini 1 TL'den 28 hafta satarak büyük başarı elde etmiş ve kendini yükseltmiştir. 2010 yılında Pas ve Sadem adlı albümlerini çıkartmıştır. Soner Sarıkabadayı müzikteki yeteneği ile Türk pop müziğinin sevilen isimlerinden biri olmuştur. Söz yazarlığı da yapan Sarıkabadayı, sanatçılara verdiği besteleri ile de ses getirmiştir.
Kayahan Açar (29 Mart 1949, İzmir - 3 Nisan 2015, İstanbul), Türk pop şarkıcısı-şarkı yazarı, müzisyen.
Ölümüne dek üç kırkbeşlik, bir uzunçalar, 13 kaset ve CD, bir tekli yayımladı. İlk olarak Nilüfer’e verdiği şarkılarla ismini duyurmaya başladı. Nilüfer’in de yorumladığı “Geceler”, “Kar Taneleri”, “Esmer Günler” gibi şarkılar klasik hâline geldi.
Yaşamı
Çocukluk ve gençlik yıllarını Ankara'da geçirdi. Daha sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul'dan sonra uzun süre Balıkesir-Gömeç’teki İnta Sevgi Köyü’nde Geceler Caddesi ve Mavilim Caddesi’nin kesiştiği Hülyam Çıkmazı’nda yaşadı. Bu köydeki bütün cadde ve sokaklar, Kayahan’ın şarkılarının isimlerinden oluşmaktadır.
Kariyeri
İlk yılları
Kayahan, 1971 yılında ilk 45'liği "Yosun Gözlü Sevgilim / Bir Mektubun Var"ı çıkararak müzik dünyasına adım attı. Norayr Demirci ve Süheyl Denizci ile çalıştığı bu plak tutmayınca profesyonel müzik kariyerine bir süre ara verdi. 1978'de Türkiye Eurovision elemeleri için "İstanbul Hatırası" şarkısını besteledi ancak şarkı Eurovision için yeterli bulunmayarak elemelere kalan beş şarkı arasına giremedi.[1] Buna rağmen bu şarkı ve "Neden Olmasın?" aynı yıl 45'lik olarak yayınlandı ve iki şarkı da Kayahan'ın ilk ses getiren şarkıları oldu. 1980'de "Bekle Gülüm / Ateş" 45'liği yayınlandı.
1981'de Kayahan, Türkiye Eurovision elemelerine "Dostluk" şarkısının vokalisti olarak katıldı. Aynı yıl Ümit Eroğlu ile çalıştığı ilk albümü Canım Sıkılıyor, Canım yayınlandı. Bu albümde daha sonraki albümlerinde de yorumlayacağı "Canım Sıkılıyor, Canım", "E Bebeğim E" ve "Nartanem" gibi şarkılar yer aldı. Ancak bu albüm büyük bir başarı elde edemedi. Kayahan, bu albüm sonrası şansını Eurovision'da denedi. 1984 yılında "Kaç Para?", 1987'de "Güneşli Bir Resim Çiz Bana" ile Türkiye elemelerine katıldı. 1986'da ise Ayşegül Aldinç ile 1986 Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması'na katıldı.
1986'da TRT'de "Cumartesiden Cumartesiye" adlı bir çocuk programında şarkı söyleyen Kayahan, bir yıl sonra bu şarkılardan oluşan Merhaba Çocuklar albümünü yayınladı.
Bestecilik
Kayahan, asıl çıkışını gerçekleştirmeden önce Nilüfer, Bilgen Bengü, Sezen Aksu, Zerrin Özer gibi şarkıcıların albümlerinde besteci ve şarkı yazarı olarak adından söz ettirdi. 1983'te Bilgen Bengü, Kayahan'ın "Gücenme" şarkısını albümünde yorumladı. 1984'te ise uzun süre beraber çalışacağı Nilüfer'in Nilüfer 84 albümüne "Kar Taneleri" şarkısını verdi. Bu şarkı Kayahan'ın ilk ses getiren şarkılarından oldu. Kayahan ve Nilüfer, 1985'te çıkan Bir Selam Yeter ve 1987 tarihli Geceler'de de beraber çalıştı. Bu albüme adını veren Kayahan bestesi, 1986'da Akdeniz Akdeniz Müzik Festivali'nde birincilik ödülü kazandı. Kayahan, 1988 tarihli Sezen Aksu albümü Sezen Aksu 88'e ise "Bir Kuş Uçur" bestesini verdi.
Solo albümleri
“Kar Taneleri”, “Yağmur”, “Acıkmışım Sevgine”, “Alınma Ağlıyorsam”, “Geceler”, “Hep Karanlık”, “Esmer Günler”, “Seni Seviyorum”, “Mor Menekşe”, “Sokak Kedisi”, “Yoksun Sen” gibi şarkıların bazılarını 1988 yılında yayınlanan Benim Şarkılarım ve 1990'da yayınlanan Benim Şarkılarım 2 albümlerinde tekrar yorumlamıştır.
Eurovision merakı devam eden Kayahan, 1988 Eurovision elemelerine genç müzisyenlerden oluşan "3. Nesil" adlı bir grupla katıldı. Bu grupta uzun yıllar beraber çalışacağı İskender Paydaş'ın yanı sıra Mirkelam da vardı. Bu deneme başarısız olsa da Kayahan ve 3. Nesil şansını 1989'da da denedi. Bu sefer grupta Paydaş ve Mirkelam'ın yanında Cenk Eroğlu ve Hakan Kurşun, geri vokalde ise Demet Sağıroğlu vardı. Elemelerde söyledikleri "Ve Melankoli" az farklı ikinci olup Eurovision'a katılamasa da büyük sükse yaptı. 1990'da ise Kayahan, İskender Paydaş, Demet ve Aydın Karabulut ile beraber "Gözlerinin Hapsindeyim" şarkısı ile elemelerde birinci oldu. Zagreb'de düzenlenen 1990 Eurovision Şarkı Yarışması'nda 21 puan alan Kayahan 17. oldu.
3 Haziran 1991 tarihinde çıkarttığı Yemin Ettim adlı albümüyle satış rekoru kıran Kayahan, “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” sloganıyla tanındı. Ardından 30 Nisan 1992'de Odalarda Işıksızım albümünü çıkardı.
Mart 1993'te Raks Müzik etiketli Son Şarkılarım adını verdiği albümünde yine kendisine ait on şarkı yer aldı. Düzenlemeleri Erdal Kızılçay’ın yaptığı albümde İskender Paydaş, Hakan Kurşun gibi genç ve yetenekli isimler çalıştı. “Sarı Şekerim”, “Vazgeçmem”, “Aman”, “Kardeşiz Senle” gibi şarkıların öne çıktığı albüm yüksek bir satış grafiği yakaladı.
Kayahan, iki yıl sonra 1995 yılının Ocak ayının son günlerinde Benim Penceremden adlı albümüyle müzik yolculuğunu sürdürdü. Bu albümün sloganı “Sevenleri ayırmayın, sevenler ayrılmayın” oldu. Çıkış parçası “Ben Anadolu Çocuğuyum” da kültürel erozyon karşısındaki tepkisini dile getirdi. “Allah’ım Neydi Günahım” ise pek çok sanatçı tarafından icra edilerek büyük başarı sağladı. Bu albümle birlikte Demet Sağıroğlu'nun ardından müzik dünyasını yeni bir yetenekle tanıştırdı. Bu genç yetenek, 1999'da hayatını birleştireceği İpek Tüter'di.
Kayahan, 1996 yılının Temmuz ayında Canımın Yaprakları adlı çalışmasını da “Allah kimseyi sevgisiz bırakmasın” sloganıyla piyasaya sundu. Bir insanın sevgiyi, aşkı yitirdiği anda her şeyini kaybetmiş olacağını belirten Kayahan, “Sevgisiz hiçbir şey yapılmaz. Her şeyin başı sevgidir” sözleriyle “sevgi” kavramına verdiği önemi dile getirdi. Erdal Kızılçay, İskender Paydaş ve Tamer Çıray üçlüsünün düzenlemelerini yaptığı albümde sekiz parçaya yer verildi. Bütün albüm kendi evinin stüdyosunda low-fi teknoloji kullanılarak hazırlandı. Sekiz parçasını da art arda konser atmosferinde kaydetti ve kliplerinde konserlerinden yapılan çekimler kullanıldı.
Kayahan, ertesi yıl Emrin Olur adlı çalışmasını çıkardı. Albümün mutfağında önceki çalışmalarındaki isimler yer almakla birlikte düzenlemeleri Tamer Çıray ve kendisi yaptı. Bu albümde yer alan "Şampiyon" şarkısı aynı yıl Kayahan'ın tuttuğı takım olan Galatasaray'ın şampiyonluğu için yeniden yorumlandı ve "Cimbom Şampiyon" adıyla single olarak yayınlandı.
1998 yılında düzenlenen 4. Kral TV Video Müzik Ödülleri'nde Nilüfer'e verdiği bestesi “Mavilim” ile “En İyi Beste” ödülü kazandı.[2]
1999 yılının Nisan ayında dokuzuncu albümü Beni Azad Et müzik marketlerde yerini aldı. Dokuz şarkının yer aldığı çalışma, “Beni Azad Et”, “Yine Şişe Bitecek”, “Her Yerde Aynı” gibi hit parçalardan oluştu. Yılın büyük bölümünü geçirdiği Gömeç'e olan bağını ise “Gömeç” adlı şarkısında notalara döktü.
26 Kasım 2000 tarihinde Gönül Sayfam'ı piyasaya çıkaran Kayahan, albümünde “Sevdaya Mahsus”, “Kağıttan Kayıklarla”, “Söz Güzelim” gibi duygusal parçaların yanı sıra “Ölmem mi Lazım”, “Aman Beni Unutma”, “Tek Delikli Kaval”, 17 Ağustos deprem felaketi için yazdığı “17 Ağustos”, kızı Aslı Gönül için bestelediği “Ninni” gibi şarkılar yer aldı. Kayahan 17 Aralık 2002 tarihinde ise Ne Oldu Can albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu. Albümde “Ne Oldu Can”, “Bir Aşk Hikayesi”, “Onsuz Olmuyor” parçaları uzun bir süre dillerden düşmeyen parçalar oldu. Satış rekorları kıran Kayahan'ın bu albümünde ise meslektaşı Barış Manço için yazdığı “Bugün Aslında Bayram” parçası ile müziğe, sanatçılara sahip çıkmanın önemini bir kez daha vurgulamış oldu. 2003 yılında Altın Kelebek Onur ödülü ve “Ne Oldu Can” albümün satış başarısı için MÜ-YAP ödülü aldı. 2005 yılında Kelebeğin Şansı ve 15 Mart 2007 tarihinde ise son albümü Biriciğim'e yayınlandı. 2011 yılında "365 Gün" ve en son olarak da 2013'te "Mevsim Hala Sen" single'ları yayınlandı.
Yurt içinde ve yurt dışında pek çok konser veren Kayahan, 1992 yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Ankara Kızılay Meydanı'nda yüz altmış bini aşkın izleyiciye verdiği konserle tarihe geçti. Doğa-çevre konusundaki duyarlılığı ile de tanınan Kayahan, insanların bu konulara olan ilgisini artırmak amacıyla pek çok yardım konseri vermekte, gönüllü olarak çalışmalara katılmaktaydı.
Hastalığı
İlk kez 1990 yılında yumuşak doku kanserine yakalanan Kayahan, 2005 yılında 2. kez aynı kansere yakalandı, 2014 yılında 3. kez rahatsızlığı tekrar eden Kayahan, kanser tedavisi görmekteydi. Kanser teşhisiyle 1990 yılında karşılaştığında "Yemin Ettim"i yazdığını belirterek,
“Yaşanacak günümüz varmış. Ölüm bir ceza değildir, ben öyle düşünüyorum. Devlet hastanesine gittim, Çapa’da tedavi oldum. Söylediklerine göre 6 ay ömrüm kalmıştı. Şu anda onların verdiği sürenin üstünden 21 sene geçti. 10 sene önce tekrar etti, yine tedavi gördüm.
Ölümü

Hastalığı 1990 yılında ilk belirtisini göstermiştir. Bir süredir hastanede tedavi gören Kayahan, hastalığının ilerlemesi sonucunda oluşan solunum yetmezliği ve bununla beraber gelişen 2 kere yendiği fakat tekrar nükseden yumuşak doku kanserine 3 Nisan 2015 tarihinde sabah 08.00 sıralarında yenik düştü. Öldüğünde 66 yaşındaydı.[3] Cenazesi Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak vasiyetince Kanlıca, Beykoz'da bulunan Kanlıca Mezarlığı'ndaki aile mezarlığına defnedildi.[
Evlilikleri
- 1. evliliği: 8 Mart 1973'te Nur Hanım'la evlendi, 18 yıl süren evlilikten sonra 15 Kasım 1991'de boşandı.[6] Birinci evliliğinden Beste Açar (d. 15 Mayıs 1974) adında bir kızı var.[7]
- 2. evliliği: 15 Ekim 1992'de Lale Yılmaz (d. 17 Kasım 1965)[6] ile Turgut Özal ve Semra Özal şahitliğinde evlendi, Temmuz 1993'te boşandı.[7]
- 3. evliliği: 1999 yılında İpek Açar (d. 7 Şubat 1976)[8] ile evlendi ve bu evlilik ölümüne kadar sürdü. Ağustos 2000 doğumlu Aslı Gönül adında bir kızı var.[9]
Diskografi
45'lik ve teklileri
Albümler
- 1981: Canım Sıkılıyor Canım (Uzunçalar)
- 1987: Merhaba Çocuklar
- 1988: Benim Şarkılarım
- 1989: Benim Şarkılarım 2 Siyah Işıklar
- 1991: Yemin Ettim
- 1992: Odalarda Işıksızım
- 1993: Son Şarkılarım
- 1995: Benim Penceremden
- 1996: Canımın Yaprakları
- 1998: Emrin Olur
- 1999: Beni Azad Et
- 2000: Gönül Sayfam
- 2002: Ne Oldu Can
- 2004: Kelebeğin Şansı
- 2007: Biriciğim'e
- 2011: 365 Gün / Hayatımın Tamamısın
- 2013: Mevsim Hala Sen
- 2014: Kayahan'ın En İyileri
- 1971: Yosun Gözlü Sevgilim & Bir Mektubun Var
- 1978: Neden Olmasın & İstanbul Hatırası
- 1980: Bekle Gülüm & Ateş
- 1981: Canım Sıkılıyor Canım & Bu Gece Sen Daha Güzelsin
- 1999: Cimbom Şampiyon
- 2011: 365 Gün
- 2013: Mevsim Hala Sen
Nilüfer Yumlu (d. 31 Mayıs 1955, İstanbul), Türk şarkıcı, söz yazarı ve yapımcıdır. Ayrıca UNICEF Türkiye'nin ilk iyi niyet elçisidir. 1970'li yılların başından itibaren Türk pop müziğinin önde gelen yorumcularından biri oldu. 1972 yılında yayımladığı ilk 45'liğinin ardından, 1973'te “Dünya Dönüyor” ile asıl çıkışını yakaladı. “Dünya Dönüyor”un yanı sıra, 70'ler boyunca yayımladığı “Göreceksin Kendini”, “Başıma Gelenler”, “Boşver”, “Kim Arar Seni” gibi şarkılar Türk pop müziği klasikleri arasına girdi. 1978'de Eurovision'a katıldı.Nilüfer '84 albümünde “Kar Taneleri” şarkısını söylediği ve 90'ların sonuna kadar birlikte çalıştığı Kayahan müzik kariyerinde önemli bir yer tuttu. Nilüfer, 80'ler ve 90'ların ilk yarısına kadar büyük satış yakalayan pek çok albümün ardından, zirvesini Nilüfer'le albümüyle yaşadı. Pek çok müzisyenle çalıştığı bu albüm, “Mavilim”, “Çok Uzaklarda”, “Namussuz Akşamlar” gibi hitlerin de etkisiyle 750 binin üzerinde satarak[1] yılın en çok satan albümlerinden biri oldu.[2] Bir sonraki albümüyle 1970'li yıllardaki hitlerini yeni düzenlemeleriyle yeni nesle taşıyan Nilüfer, 2000'lerdeki birkaç albümün ardından 2011'de yeni nesil rock müzik grup ve şarkıcılarıyla birlikte seslendirdiği 12 Düet albümü oldukça iyi tepkiler topladı. Bunun ardından bir devam albümü daha olan 13 Düet albümü geldi. Şarkıcı 2015 yılında DMC etiketiyle yayınlanan "Kendi Cennetim" albümünü piyasaya sürdü.
Hayatı ve kariyeri
1955-1969: Çocukluk ve ilk yılları
31 Mayıs 1955 tarihinde İstanbul'un Cihangir semtinde doğdu ve orada büyüdü. Babası Cemil Bey'in üçüncü evliliği Lütfiye Hanım'dan tek kızı olup babasının önceki evliliklerinden Orhan, Tevfik ve Gülsevin adlı kardeşleri vardır. 3 yaşında astıma yakalandı. Babasının piyano çalıp annesinin Türk sanat müziği şarkıları söylediği bir evde müzikle iç içe bir çocukluk geçirdi. Firuzağa İlkokulunda eğitim gören Nilüfer, 11 yaşındayken İtalyan Ortaokulunu kazandığı yıl babası hayatını kaybetti.[3][4]
1970-1979: 70'li yıllar
1970 yılında henüz öğrenciyken, "Sensiz Yıllarda" adlı şarkıyla katıldığı Altın Ses Yarışması'nı kazandı. Yarışmada Serpil Barlas ikinci oldu. 1972 yılında "Kalbim Bir Pusula" adlı ilk 45'liğini çıkardıktan sonra, 1973'te "Dünya Dönüyor" 45'liği ile asıl çıkışını yakaladı. İlk sahne deneyimini, İzmir Fuarı'nda Zeki Müren'in assolist olduğu kadroda çıkarak yaşadı. "Dünya Dönüyor"un da yer aldığı ilk albümü "Nilüfer '74"teki "Göreceksin Kendini", "Aldanırım Sana" ve "Başıma Gelenler" gibi şarkılar Türk Pop Müzik tarihinde unutulmaz klasikler arasına girdi. 1975'te, Alman yapımcılardan gelen plak teklifini kabul ederek "Miss Nilüfer" ve "Ali" adlı 45'lik plakları yaptı. Aynı yıl "Oh Ya", 1976'da "Of Aman Aman" ve 1977'de "Kim Arar Seni" adlı 45'likleri çıkarttı.
Grup Nazar ile 1978 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali'ne katılan sanatçı, "Sevince" şarkısıyla Türkiye'yi Paris'te yapılan 1978 Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil etmiş; "Sevince", aldığı 2 puanla yarışmanın 18'incisi olmuştur. Aynı yıl, "Müzik" ve "15 Şarkı" uzunçalarlarını yayınladı. "Nilüfer '79" sanatçının 80'li yıllardaki müzikal değişiminin ilk işareti niteliğindedir.
1980-1989: 80'li yıllar
"Nilüfer '80" ve "Sensiz Olmaz" adlı albümlerini, "Nilüfer '84" adlı albüm izlemiş olup albümün hitleri arasında "Varsa Söyle", "Dönsen Bile", "Kar Taneleri" gibi unutulmaz şarkılar da vardı. Bu albümle birlikte Nilüfer, Kayahan bestelerine albümlerinde yer vermeye başladı. Bir Selam Yeter adlı albümünü 1985 yılında çıkardı. Bu albümün en büyük özelliği sözü-müziği kendisine ait ilk şarkı olan "Erkekler Ağlamaz"ı da içermesiydi. 1986 yılında Kayahan bestesi "Geceler" ile Akdeniz Şarkı Yarışması'nda birincilik ödülü almayı başaran sanatçı, ertesi sene 1987 yılında ününü pekiştiren ve onu dünyaya tanıtan "Geceler" adlı albümünü yaptı. Sanatçı bu albümünde, daha önce başka sanatçılar tarafından seslendirilmiş olan pop şarkılarını ve "Geceler" adlı hitini seslendirdi. Bu albümü, 1988'de Esmer Günler adlı albüm izledi.
1990-1999: 90'lı yıllar
1990'da "Sen Mühimsin" adlı albümünü yayınlayan sanatçı, böylelikle 90'lı yılların dinleyicileriyle buluşmuş oldu. Haziran 1992'de çıkan Yine Yeni Yeniden adlı albümde yer alan "Şov Yapma", "Yeniden Sev", "Haram Geceler", "Kavak Yelleri" gibi birçok şarkı hit oldu ve bu albüm bir milyondan fazla satış yaparak tüm zamanların en çok satan albümleri arasındaki yerini aldı. Nilüfer, bu albümde Kayahan, Adnan Ergil, Onno Tunç gibi dönemin önde gelen söz yazarı ve bestecileriyle çalıştı. Bu albümü 1994'te Ne Masal Ne Rüya adlı albüm izledi. Bu albümün hitleri arasında "Eğrisi Doğrusu", "Son Perde", "Sevgi Tam Olmalı" gibi parçalar yer alırken aynı zamanda Bosnalı çocuklar için hazırlanan "Bosna'da Bıraktım Kalbimi" adlı şarkı da yer aldı. 1996 yılında Zerrin Özer'in "Paşa Gönlüm" şarkısının klibinde Kerim Tekin ve Sezen Aksu gibi şarkıcılarla rol aldı.
1997'de yayınlanmış olan Nilüfer'le adlı albümünde, sözlerinde ve müziğinde Kayahan imzası bulunan "Mavilim" ve "Çok Uzaklarda", Adnan Ergil imzası bulunan "Unut Gitsin", Şehrazat imzası bulunan "Namussuz Akşamlar" gibi şarkılara hayat verdi. Bu albümüyle başta Kral TV Video Müzik Ödülleri ve daha evvel sayısız defa sahibi olduğu "Altın Kelebek" ödülleri olmak üzere birçok ödüle layık görüldü ve 1997 yılının en iyi kadın sanatçısı seçildi. 1998 Şubatında 70'li yıllarda seslendirmiş olduğu ve artık birer klasik hâline gelmiş olan şarkılarını bir araya getirdiği bir toplama albüm olan "Yeniden Yetmişe" adlı albümünü yayınladı. Bu şarkılar arasında "Dünya Dönüyor", Başıma Gelenler", Kim Arar Seni", "Ağlıyorum Yine", "Son Arzum" gibi Nilüfer'i müzikseverlerle buluşturan şarkıların yeni düzenlemeleri bulunuyordu.
2000-günümüz: 2000'li yıllar
Ağustos 2001'de "Büyük Aşkım" adlı albümü piyasaya çıktı. "Söz Güzelim", "Beni mi Buldun", "Büyük Aşkım", "Anlat Arkadaşım" gibi şarkılar bu albümün öne çıkan şarkıları oldu. 2003 yazında dinleyicileriyle buluşturduğu, "Olur mu... Olur mu? / Gözünaydın" adlı albümünden "Gözünaydın", "Olur mu... Olur mu?", "Hey... Bakar mısın?", "Acılara Son", "Aşkım" adlı şarkılarıyla bir kez daha büyük beğeniyle karşılaşan Nilüfer, bu albümle birlikte Kayahan ile 20 yıldır sürdürdüğü müzikal birlikteliğin sonuna geliyordu. 2004 yılında, bazıları 45'liklerden albümlere girmemiş, bazıları 'demo' olarak raflara kaldırılmış şarkılar, LP'lerden disklere transfer edildi. Kayahan tarafından şarkılarının albümlerde ve sahnede yorumlanması yasaklanan sanatçı, bu ambargonun ardından Aralık 2005'te kendi beste ve güftelerinin ağırlıkta olduğu "Karar Verdim" adlı albümünü yayınladı. Bu albümde yer alan şarkılardan; "Hoşuna Gider mi?", "Hüzün", "Karar Verdim", "Ucuz Atlattım" sanatçının geç dönem başarılı eserleri arasında yerlerini aldı. Sanatçı bu albümüyle bir altın plak daha kazandı.
2008 yılında yeni albümün habercisi niteliğinde olan "Sen Beni Tanımamışsın" adlı teklisini yayınlayan sanatçı, takip eden sene itibarıyla Hayal adını verdiği yeni albümünü dinleyicilerinin beğenisine sundu. Mayıs 2010'da, Bircan Usallı tarafından yazılan "Hepsi Bu" adlı biyografisi yayımlandı. 2010 yılının başında "Zalimin Kararı" adlı yeni bir tekli yapan sanatçı, 2011 Şubatında ise 12 Düet adını verdiği yeni albümüyle müzikseverlerin karşına çıktı. Rock müzisyenleri ile ortak hazırladığı bu proje albümle yine altın plak kazanmış olup[5] 2013 yılında devam niteliğinde olan 13 Düet albümünü yayınlamıştır. Şarkıcı 2015 yılında DMC etiketiyle yayınlanan "Kendi Cennetim" albümünü piyasaya sürdü.
Altın Plak ve Altın Kelebek gibi birçok ödül sahibi olan Nilüfer, müzikal kimliğinin yanı sıra 14 Kasım 1997'de UNICEF'in iyi niyet elçisi ve Türkiye temsilcisi seçildi. Rumeli Hisarı Konserleri ve Harbiye Açıkhava Konserleri organizasyonlarında düzenli olarak konser veren Nilüfer 2007 itibarıyla 3000'den fazla konser vermiş olup[6] Türkiye'nin en önemli ses sanatçılarından biri olarak kabul edilir ve güçlü sesinin yanında başarılı sahne performansıyla da tanınır.
Özel hayatı
1974'te müzisyen Rıza Silahlıpoda ile nişanlandı. Kısa bir süre sonra ayrıldılar. 1977'de yapımcı Yeşil Giresunlu ile evlendi, 1981'de boşandılar. 1984'te Çetin Akcan ile evlendi, 1986'da boşandılar. 2000 yılında kızı Ayşe Nazlı'yı evlat edindi
1970 yılında ailesi Almanya'ya işçi olarak gittiğinde yedi yaşına kadar Uzunköprü Ömerbey köyünde anneannesi ile birlikte yaşadı. Birinci sınıfı köyde okuduktan sonra Almanya'ya ailesinin yanına gitti. Öğrenimini Almanya'da tamamlayan Rafet El Roman, 16 yaşında şarkı sözleri yazıp beste yapmaya başladı. Bu kadar ünlü olmadan önce bir süre İslam Kültür Merkezi'nde Kuran derslerine gitti. Burada sesi güzel diye kendisine ilahi ve ezan okutulurdu. Bu sebeple yakın çevresinde kendisine Müezzin Rafet diye hitap edilirdi.[1] 1988'de ilk sahne çalışmalarına başladı. 1992 yılında Saarlaendischer Rundfunk Radio Kurumu tarafından Almanya'da Yılın En İyi Yeteneği seçildi. 1994 yılında Frankfurt Kültür Festivali'nde Media Artist Award – Medya Sanat Ödülü aldı. 1995'te Türkiye'ye gelerek ilk solo albümünü çıkardı. Gençliğin Gözyaşları adlı albüm bir milyonu aşan satış rakamlarına ulaştı. 1997 yılında En Güzel Günler Senin Olsun adıyla ikinci albümünü çıkardı. 1998′de Avrupa'da ilk solo albümü piyasaya çıktı. 1998 yılında Propaganda filmi ile Kemal Sunal, Metin Akpınar gibi oyuncularla birlikte başrolde oynadı. 1999'da Hayat Hüzünlü adlı üçüncü albümüyle yine büyük bir başarı yakaladı. 2000 yılında Rafet El Roman, Mehmet Ali Erbil ile 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası şampiyonası için Türkiye millî futbol takımına yazdığı "Bir Gol Daha" şarkısını seslendirdi. 2000 yılında Dar Alanda Kısa Paslaşmalar adlı sinema filminde Müjde Ar ile birlikte başrolde oynadı. Rafet El Roman, yine 2000 yılında kurduğu RER Müzik adlı müzik prodüksiyon şirketiyle müzik piyasasına yeni isimler kazandırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, hayatı sinema ve müzik üzerine kurulan Rafet El Roman'ın en büyük hedefi, senaristliğini ve yönetmenliğini yapacağı bir film projesini hayata geçirmektir. 2000 yılında Aşkın Nur Yengi ile, söz ve müziği kendisine ait olan "Peşindeyim" adlı şarkıda düet yaptı. 2000 yılında Hanımeli adlı dördüncü albümünü çıkardı. 2002 yılında, beşinci albümü 5 NR Aşk adlı albümünü hayranlarının beğenisine sundu. 2004 yılının yaz aylarında, Sürgün adlı altıncı albümünü yaptı ve bu albümle çok büyük bir satış grafiği yakaladı (730 bin), albüm içinde bulundurduğu birçok hit şarkıyla 2004 yılının en beğenilen albümlerinden biri oldu. 2005 yılında, Kalbimin Sultanı adlı yedinci albümünü, onuncu sanat yılı şerefine müzik severlerin beğenisine sundu, albüm ilk çıktığı hafta büyük bir satış grafiği yakalayarak listelerin bir numarası oldu. Müyap tarafından "Yılın En Çok Satan Albümü" (690 bin) ödülünü, "Altın Kelebek" ve "Popsav" tarafından da "Yılın En Başarılı Pop Sanatçısı" ödülünü aldı. 2006 yılında Gönül Yarası albümü çıktı, bu albümü ile de başarısını devam ettiren Rafet El Roman, Müyap tarafından "Altın Ödül"e layık görüldü. 2008 yılında Bir Roman Gibi adlı albümünü piyasaya süren Rafet El Roman büyük başarı topladı. Aynı albümde Yusuf Güney'le seslendirdiği "Aşk-ı Virane" (İnternet üzerinde resmî kaynaklardan 1 milyon 270 bin kez indirilmiştir) adlı parçasıyla listeleri altüst eden Rafet El Roman, aynı parçayla Kral TV Müzik Ödülleri'nde "Yılın En İyi Şarkıcısı" ödülünü de kazandı. 2011 yılında ise Rafet El Roman, Sevgiye Zaman Ver adlı albümünü piyasaya çıkarmıştır. Kimliğinde Yaşdut olarak yer alan soyadını, Almanya'da verdiği 4 yıllık hukuk mücadelesi sonucunda 'El Roman' olarak değiştirdi.[2]
Özel Hayatı
1996 yılında bir güzellik yarışmasında tanışıp evlendiği manken Tuğba Altıntop'tan şiddetli geçimsizlik nedeniyle 2003'te boşandı. Bu evlilikten Su (d. 2000) ve Şevval (d. 2003) adında iki kızı olmuştur, sevgilisi Yeşim Eryıldırım'dan Edvan (d. 2010) adında bir oğlu vardır. 2014 yılında Ceren Kaplakarslan ile Almanya'da evlenmiştir, 2016 yılında boşanmışlardır.[3] 2023 yılında verdiği bir röportajda vasektomi yaptırdığını açıklamıştır.[4]
Diskografi
Albümleri
- 1995: Gençliğin Gözyaşı (18 Temmuz 1995)
- 1997: En Güzel Günler Senin Olsun (25 Haziran 1997)
- 1999: Hayat Hüzünlü (17 Mayıs 1999)
- 2000: Hanımeli (14 Aralık 2000)
- 2002: 5 NR AŞK (2 Mayıs 2002)
- 2004: Sürgün (26 Mayıs 2004) (Müyap: Diamond)
- 2005: Kalbimin Sultanı (14 Haziran 2005) (Müyap: Diamond)
- 2006: Gönül Yarası (5 Temmuz 2006) (Müyap: Altın)
- 2008: Bir Roman Gibi (3 Temmuz 2008) (Müyap: Altın)
- 2011: Sevgiye Zaman Ver (19 Nisan 2011)
- 2013: Yadigar (16 Nisan 2013)
- 2016: Mecnun (15 Haziran 2016)
- 2021: Sırrına Eremeyiz (1 Eylül 2021)
Teklileri
- 2000: Peşindeyim (Aşkın Nur Yengi ile)
- 2012: Senden Sonra
- 2014: Adımla Seslendi
- 2015: Şipşak
- 2016: Suç Bende mi
- 2016: Teşekkürler Türkiyem
- 2017: Sen Olmazsan (feat. Hülya Avşar)
- 2018: Özledim
- 2018: Unuturum Elbet (feat. Derya)
- 2019: Bağışla Beni (feat. Faridam)
- 2019: Bahçede Yeşil Çınar (feat. Ayşe Nur Keskin)
- 2019: Anlamazdın (Fikret Şeneş Şarkıları)
- 2019: Seveni Suçlama
- 2020: Paramparça (feat. Burak King)
- 2020: Öldüğün Gün İnanırsın (Kitaplara İnanmayan)
- 2021: İki Dakika (feat. Nur Usta)
- 2021: Bağışla Beni
- 2021: Şubat (feat. Ayten)
- 2022: Milyon Yara
Filmograf
- 1999: Propaganda (Adem) (5 Mart 1999)
- 2000: Dar Alanda Kısa Paslaşmalar (Serkan) (8 Aralık 2000)
- 2002: Asayiş Berkemal (Berkemal) (21 Ocak 2002)
- 2007: Senin Uğruna (Kemal) (16 Temmuz 2007)
Hayatı
İzel, 29 Nisan 1969 tarihinde Yalova'da doğdu.[1] İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarından mezun oldu, üç telli kemençe eğitimi aldı.[2] Okul ve cemiyet korolarında yer aldı. Müzik dünyasına 1987 yılında Maksim Gazinosu'nda solistlerin arkasında kemençe çalarak adım attı.[3] Eurovision Türkiye elemelerine ilk olarak 1989'da Neco'nun seslendirdiği "Fora Fora" (sonradan Neco'nun aynı yıl çıkan "Hayallerimi Bırak" albümünde yer aldı) şarkısında Neco'ya vokalist olarak eşlik etti. 1990'da bu kez tek başına "Selam Yabancı" şarkısıyla elemelere katıldı ve 1 puanla sonuncu oldu. Nihayet Türkiye'yi, 1991 senesinde, İtalya'da düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nda Can Uğurluer ve Reyhan Karaca ile birlikte seslendirdiği İki Dakika adlı şarkı ile temsil etti.[4] İzel, 1994 senesinde Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması'nda Burak Kut, Ercan Saatçi, Ferda Anıl Yarkın, Hakan Peker ve Seden Gürel'le beraber seslendirdiği ve müziğini yaptığı Biz Hep Böyleyiz şarksıyla birincilik ödülünün sahibi oldu.[5] Bu arada Grup Vitamin'in 1990-1991 arasındaki ilk kadrosunda yer aldı ve grubun ilk albümünde bulunan "Bol Vitamin", "Bir Derste" ve "Özgün Müzik" şarkılarında vokal yaptı.
Kariyer
1991 yılının sonlarına doğru üç üniversite öğrencisi, Ajda Pekkan'la Almanya'ya ön grup olarak turneye çıktı. Üç genç, ülkelerine döndüklerinde bir anda ünlü oldu. Duruma bakıp bir albüm yaptılar. Albüm bir milyon barajını aşmayı başardı. Özellikle Dönmelisin dönemin assolisti Sibel Can tarafından sahnede sıkça okundu. Çelik Erişçi gruptan ayrıldı. İzel ve Ercan Saatçi bir albüm daha yaptı.
İzel'in ilk solo albümü Adak, 1995'te çıktı. İzel'i bu çalışmasında Kenan Doğulu, Emel Müftüoğlu, Yıldız Tilbe gibi isimler yalnız bırakmadı. Aykut Gürel'i de yanına alan Ercan Saatçi, İzel'e başarılı bir prodüksiyon yaptı. Hasretim'le büyük çıkış yapan İzel'in hitleri kesilmedi. Ardından "Ah Yandım" ve "Yakışıklım" geldi. O yıl İzel, Altın Kelebek ve MGD ödüllerini En İyi Kadın Pop Sanatçısı sıfatıyla aldı.
İkinci albümü Emanet 1997'de çıktı. Ercan Saatçi ve Aykut Gürel'le çalışacağı düşünülse de öyle olmadı ve İzel, Mustafa Sandal'ı seçti.[6]
Üçüncü albümü Bir Küçük Aşk, 1999'da çıktı.
2001'de Bebek adlı dördüncü albümünü çıkardı.
Prodüktörlük
İzel, kendi albümlerinin çalışmaları ve sahne çalışmaları dışında prodüktörlük de yapmaya başladı. Cenk Eren'in Dönüm Noktam isimli albümü[7] ve Emel Müftüoğlu'nun kızı olan Çağrı Müftüoğlu'nun kendi adını taşıyan albümü İzel imzalıdır.
Eurovision geçmişi
İzel, ilk kez Eurovision Türkiye Elemeleri'ne 1989'da Fora Fora (bu şarkı sonradan Neco'nun aynı yıl çıkan "Hayallerimi Bırak" albümünde yer aldı) şarkısında Neco'ya vokal yaparak katıldı. 1990 yılında, Selam Yabancı adlı eserle tek başına katıldı. O yıl finale kalamadı ve elendi. Ertesi yıl Can Uğurluer ve Reyhan Karaca ile birlikte elemelere katıldı ve kazandı. Roma'da yapılan 1991 Eurovision Şarkı Yarışması'nda 12. oldu. İzel'in bu Eurovision deneyiminden 13 yıl sonra 2005 yılında Türkiye adına yarışacak olan Gülseren adlı finalist yerine İzel'e bir teklif götürüldü. Ancak İzel yarışmada adı geçen kişiye haksızlık olur diye bu teklifi reddetti. Bu teklifin ardından üç ay geçtikten sonra, Ağustos 2005'te İzel, Nil Karaibrahimgil ve Sefarad grubuyla yeniden Eurovision'da Türkiye adına yarışacak adaylar arasında yerini aldı. Ancak hiçbir açıklama yapılmadan bu üç isim de Eurovision'a katılmadı.
Konserleri
İzel konserleri
İzel Türkiye'de birçok konser vermiştir. İstanbul'da şimdiye kadar Rumeli Hisarı'nda Rumeli Hisarı Konserleri organizasyonu altında 5 kez sahneye çıkmıştır (1995-1999-2000-2001-2005). 2008 yılında da İzel altıncı kez Rumeli Hisarı'nda Rafet El Roman ile beraber sahneye çıkmak üzere bir anlaşma yapmış ancak çeşitli nedenlerden dolayı konserden çıkmıştır.
Diskografi
İzel diskografisi
-
Özledim (İzel-Çelik-Ercan) (1991) Raks Müzik
-
İşte Yeniden (İzel-Ercan) (1993) Raks Müzik
-
Adak (1995) Raks Müzik
-
Emanet (1997) Raks Müzik
-
Bir Küçük Aşk (1999) Universal Müzik
-
Bebek (2001) Universal Müzik
-
Şak (2003) Co-İz Prodüksiyon
-
Bir Dilek Tut Benim İçin (2005) Avrupa Müzik
-
Işıklı Yol (2007) Avrupa Müzik
-
Jazz Nağme (2010) Poll Production
-
Aşk En Büyüktür Her Zaman (2012) Poll Production
-
Kendiliğinden Olmalı (2019) Arpej Yapım
Bendeniz ya da gerçek adıyla Deniz Çelik (d. 25 Temmuz 1973, Zürih), Türk pop müzik şarkıcısı ve söz yazarı. Özellikle 1990'lı yıllarda çıkardığı albümlerle ve söylediği şarkılarla dönemin popüler müzisyenleri arasına girmiştir. 1990'lı yıllarda saç stili ile de kendine özgü bir moda ikonu oluşturmuştur.
Neslihan Yargıcı'nın oluşturduğu "Abajur Kız" imajı ile ilk albümünü 17 Aralık 1993 tarihinde Bendeniz I adıyla çıkardı. Albümünden yayımlanan ilk hit parça "Ya Sen Ya Hiç" bir anda patladı ve albümün satışlarında hızla yükselme meydana geldi. Yayımlanmasının yanı sıra kanalın yarışmasında üst sıralarda yer alarak Türkiye'yi temsil etti. Bu başarının ardından albümden "Ağlayayım mı?", "Kerime", "Ah Bir Dönsen" ve "Müjdeler Ver" gibi hit parçalar yayımlandı. İlk albümü ile büyük bir çıkış yapan Bendeniz'in bu albümü Türkiye'nin klasik albümleri arasına da girmiştir.
1994 yılında Harun Kolçak ile birlikte Biz adlı bir maxi single albümü yayımladılar. Albümdeki, "Elimde Değil" adlı parça yılın en iyi slow parçaları arasına girdi. 1995 yılında, Bendeniz II adlı ikinci albümünü yayımladı. Merakla beklenen albümden yayımlanan ilk parça "Neler Olacak" oldu. Ardından, Ümit Sayın'ın yazdığı "Gönül Yareler İçinde" adlı parça yayımlandı. Yılın en çok ses getiren slow parçalarından birisi oldu. Son olarak albümden "80 Günde Devr-i Alem" adlı hareketli parça yayımlandı. Albümün yarattığı büyük etkiden sonra albüm yılın en iyi albümleri arasına girdi. Bendeniz'in en iyi albümü olarak kabul edildi. 1996 yılında Bendeniz III albümünü yayımladı. Albüm Anadolu rock sound'ları içeren bir albüm oldu. Daha çok hareketli parçalar albümde yer aldı. Albümden ilk olarak slow parça "Güvendiğim Dağlara Kar Yağdı" yayımlandı. Ardından, "Turnayı Gözünden Vurdum" ve "Sana mı Kaldım" adlı hareketli iki parça yayımlandı.
1997 yılında, Volkan Akyol ile birlikte "Adını Koydum" adlı hit parçayı yayımladılar. 1998 yılında, Bendeniz'den adlı dördüncü albümünü yayımladı. Albümden, "Günahlar" ve "Başımın Belası" adlı iki hit parça yayımlandı. 1999 yılında Kurtulamıyorum adlı albümü yayımladı ve albümden sadece albümle aynı adı taşıyan "Kurtulamıyorum" adlı parça yayımlandı. 1 Kasım 2000 tarihinde Bendeniz Şarkıları adlı bir toplama albüm yayımladı. 2001 yılında, Zaman adlı yedinci albümünü yayımladı albüm için yeni bir ve albümden "Satmışım" ve "Güzeller Güzeli" adlı iki hareketli hit parça yayımlandı. 23 Ağustos 2003 tarihinde Demedim mi albümünü yayımladı ve albümden sadece albümle aynı adı taşıyan "Demedim mi" adlı parça yayımlandı. 2005 yılında Aşk Yok mu Aşk albümü yayımlandı ve Bu Bahar da ile Kırmızı Biber adlı hit şarkıları yayımlandı. Kasım 2006 yılında Çatlat ve Harun Kolçak ile 12 sene sonra düet yaptığı Biri Var gibi hit şarkılar içeren Değiştim adlı albümü yayımlandı. Olsun (2009) ve Benden İzler (2011) gibi albümlerle kariyerine devam etti.
Hayatı
[değiştir | kaynağı değiştir]Gerçek adı Deniz Çelik olan Bendeniz, 25 Temmuz 1973 tarihinde Zürih'te dünyaya gelmiştir. Aslen Konyalıdır ve ailesi Cihanbeyli ilçesinde yaşamaktadır. İstanbul'da, Erenköy Kız Lisesinden mezun olmuştur. Lise öğreniminin ardından yükseköğrenim için doğduğu ülke İsviçre'ye gitti. Büro işleri alanında bir meslek yüksek okulunda öğrenimine devam etti. Türkiye'ye döndüğünde bir süre Türkiye'nin ilk kadın futbol takımı Dostlukspor'da oynadı. Bir arkadaşının doğum gününde bir şarkı söylemiştir. Söylediği parça sayesinde Raks Müzik yetkilileri tarafından keşfedilmiştir. 1993 yılında Neslihan Yargıcı tarafından oluşturulan "Abajur Kız" imajı ile ilk albümünü çıkararak müzik dünyasına adımını atmıştır.
Kariyeri
[değiştir | kaynağı değiştir]1993-1997: Bendeniz I, Bendeniz II ve Bendeniz III
[değiştir | kaynağı değiştir]Bir arkadaşının doğum gününde bir mekânda şarkı söylemiştir. Söylediği parça sayesinde Raks Müzik yetkilileri tarafından keşfedilmiştir. 17 Aralık 1993 yılında, Neslihan Yargıcı tarafından oluşturulan "Abajur Kız" imajı ile Bendeniz I adlı ilk albümünü çıkararak müzik dünyasına adımını atmıştır. İlk klip söz konusu imajla "Ya Sen Ya Hiç" adlı parçaya çekildi. MTV Avrupa'nın düzenlediği "Euro Video Grand Prix" adlı ülkeler arası video yarışmasının Türkiye elemelerinde "Yasak Elma", "Kara Büyü" ve Orhan Atasoy'un "Gemiler" videolarını geride bırakarak finale kalan "Ya Sen Ya Hiç" ile 30 Nisan 1994 tarihinde 20 ülke arasında 11'inci[1] oldu. Deniz Çelik adıyla yayımlanan ve Rebecca de Ruvo'nun anons ettiği "Ya Sen Ya Hiç" MTV'de yayımlanan ilk Türk video klibi oldu. Bu başarının ardından albümden "Ağlayayım mı?", "Kerime", "Ah Bir Dönsen" ve "Müjdeler Ver" adlı hit parçalar kliplendi. İlk albümü ile büyük bir çıkış yapan Bendeniz'in bu albümü Türkiye'nin klasik albümleri arasına da girmiştir. 1 Temmuz 1994 tarihinde Harun Kolçak ile birlikte Biz adlı bir maxi single albümü yayımladılar. Albümdeki, "Elimde Değil" adlı parça yılın en iyi slow parçaları arasına girdi. 1995 yılında, Bendeniz II adlı ikinci albümünü yayımladı. Merakla beklenen albümden yayımlanan ilk parça "Neler Olacak" oldu. Klipte Bendeniz'e birçok dansçı da eşlik etti. Ardından, Ümit Sayın'ın yazdığı "Gönül Yareler İçinde" adlı parça yayımlandı. Yılın en çok ses getiren slow parçalarından birisi oldu. Son olarak albümden "80 Günde Devr-i Alem" adlı hareketli parça yayımlandı. Albümün yarattığı büyük etkiden sonra albüm yılın en iyi albümleri arasına girdi. Bendeniz'in en iyi albümü olarak kabul edildi. Albümde, Harun Kolçak, Emel Müftüoğlu, Demet Sağıroğlu ve Ümit Sayın gibi isimlerle çalıştı. Albümün düzenlemelerinde ise Ozan Çolakoğlu, Murat Yeter ve Onno Tunç ile çalıştı. Albümde on iki şarkı bulunuyordu ve on birinin sözünü yazdı. 1996 yılında Bendeniz III albümünü yayımladı. Albüm Anadolu rock sound'ları içeren bir albüm oldu ve diğer iki albümüne göre daha sert bir altyapıya sahipti. Albümden ilk olarak slow parça "Güvendiğim Dağlara Kar Yağdı" yayımlandı. Ardından, "Turnayı Gözünden Vurdum" ve "Sana mı Kaldım" adlı hareketli iki parça yayımlandı. Albümün diğer başka bir hit şarkısı "Bir Gün İstersin" şarkısıdır. Bu albüm ile magazin ve radyo basınını sıkça meşgul etmiştir. 1997 yılında vokali olan Ve Volkan lakaplı Volkan Akyol için albüm prodüktörlüğü yapmıştır, vokali olmuştur ve albümde bulunan bütün şarkıların söz ve müziği kendisine aittir, Dağlar şarkısının müziği Volkan'a aittir. "Adını Koydum" ve İhanet adlı şarkıda düet yapmıştır. Albümün üçüncü ve son klibi de Adını Koydum adlı şarkıya çekilmiştir ve o yazın en sevilen parçalarından biri olmuştur.
1998-2002: Bendeniz'den, Kurtulamıyorum ve Zaman
[değiştir | kaynağı değiştir]1998 yılında "yaşanmış ve ilelebet yaşacak aşklarına" adadığı albümü Bendeniz'den ile dinleyiciyle buluşan sanatçı, "Günahlar" şarkısıyla romantik bir dönüş yaptı. Albümde Özkan Uğur, Cihan Okan vokalleri yer alırken, Bendeniz'un duru sesi ve artık zamanla daha da oturan sanatçı kişiliği takdir kazandı. Albümün ikinci ve son klibi "Başımın Belası" adlı şarkıya çekilmiştir. 1 Kasım 1999 tarihinde Kurtulamıyorum adlı beşinci stüdyo albümünü yayımladı. Şirketi ile çeşitli sorunlar yaşanması yüzünden sadece albümle aynı adı taşıyan "Kurtulamıyorum" adlı şarkıya klip çekilmiştir ve geniş bir promosyon yapılmamıştır. Beşinci albümün çıkmasından tam bir yıl sonra 1 Kasım 2000 tarihinde Bendeniz Şarkıları adlı bir toplama albüm yayımlamıştır.[2]
30 Kasım 2001 tarihinde Zaman adlı albümünü yayımladı. İmajını değiştirip saçını uzatmıştır ve şarkılarda arabesk altyapısı kullanmıştır. Albümde ilk defa Suat Aydoğan ile çalışmıştır ve kostümlerin sponsoru Mango olmuştur. İlk olarak "Satmışım" adlı hareketli parça yayımlandı. Ardından ikinci klip "Güzeller Güzeli" adlı şarkıya çekilmiştir. "İzmir", "Tanrım Baştan Yarat" ve "Kuşlara Sordum" şarkıları da radyolarda sıkça çalınmıştır. Albümdeki 8 şarkı Bendeniz'e, ikisi Volkan'a ve biri Cüneyt Çarkım'a ait. Yıl sonuna kadar 110.000 adet satmıştır ve çok satan albümler arasında 34. sıraya oturmuştur.[3][4]
2003-2008: Demedim mi, Aşk Yok mu Aşk, Değiştim
[değiştir | kaynağı değiştir]2003 yılında "Demedim mi" adlı albümü piyasaya sürmüştür. Orta Doğu'da ün kazanmaya başlayınca, Lübnanlı şarkıcı Amal Hicazi ile "Zaman" şarkısını Arapça ve Türkçe olarak tekrar yorumlamıştır. Albümden "Demedim mi" ve "Zaman" adlı şarkı yayımlanmıştır.[5]
12 Nisan 2005 tarihinde Aşk Yok mu Aşk adlı dokuzuncu stüdyo albümünü yayımladı. Albümden ilk olarak Aysel Gürel tarafından yazılan "Kırmızı Biber" adlı şarkı yayımlanmıştır. Ardından, radyolarda sıkça çalınan "Bu Baharda" adlı arabesk tarzındaki şarkıya klip çekmiştir ve yılın en sevilen parçalarından biri olmuştur. Son olarak "Kördüğüm" adlı slow parça yayımlanmıştır. 2006 yılında, Değiştim isimli albümünü piyasaya sürdü. Çıktığı ilk gün "Çatlat" adlı hareketli şarkı ve Harun Kolçak ile 12 yıl sonra düet yaptığı "Biri Var" adlı slow parça radyolarda sıkça çalınmaya başlanmıştır. TSM klasiklerinden biri olan "Kemancı" parçasını yorumlamıştır. Şarkının yazarı Mehmet Yüzüak, Bendeniz'in şarkıyı izinsiz kullandığını ifade ederek diyerek şarkıcıya dava açmıştır. Albümden yayımlanan ikinci klip "Tövbe De" adlı parça olmuştur.[6] [7]
2009 - günümüz: Olsun, Benden İzler ve Best Of, Vol 1
[değiştir | kaynağı değiştir]24 Nisan 2009 tarihinde Olsun adlı albümü piyasaya sürmüştür. Yeni albümü için Raks Müzik Prodüksiyon ile anlaşmıştır. Albümün çıkış şarkısı "Cumadan Pazara" adlı şarkısı olmuştur ve tek hit parçasıdır. Şirket ile anlaşmazlıklar sebebiyle ilk basımında durduruldu. 2011 yılında Seyhan Müzik'le anlaşarak bir önceki albümdeki şarkıları heba olduğu için 16 parçadan oluşan bir remix albüm çıkardı. Bu şarkılardan 7 Benden İzler adlı albümden yayımlanan tek hit parça "O Biliyor" oldu. Aynı yıl Ümit Sayın'ın, eski parçalarını bir arada topladığı Söz-Müzik Ümit Sayın albümünde "Gönül Yareler İçinde" adlı 1990'lı yıllarda seslendirdiği parçayı albüm için tekrar seslendirmiştir.
1971-96: İlk yılları ve kariyer başlangıcı
1971 yılında Ankara‘da doğdu. TRT'nin Temmuz 1986'da düzenlediği “Müzik Maratonu" adlı yarışmaya ablası Ulya Bilgiç ile birlikte çağırıldılar. Yarışmanın Ağustos 1986'da yayınlanan bölümünde Sibel Bilgiç; Hulusi Kentmen, Seden Kızıltunç, Nursal Tekin, Bilgen Bengü ve Handan Kocabalkan'dan oluşan jüri karşısında bir şarkı söyledi.Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nde okurken kazandığı bir bursla Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti ve lise diplomasını orada aldı. Lise 1. ve 2. sınıfları okurken Ankara Devlet Konservatuvarı’nda şan ve koro dersleri aldı.
Sibel Bilgiç, Türkiye’ye dönüşünde önce “Best Hotel”, ardından “Karpiç Bar”’da şarkı söyledi. 1990 yılında Zerrin Özer‘e vokal yaptı. Hilton Ankara Oteli'nde caz ve pop caz söyleyerek profesyonel müzik yaşamına atıldı. Bu dönemde Nilgün Belgün ve Volkan Severcan ile birlikte kabare yaptılar.[4] Bir yandan Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde eğitim gördü. Eğitim gördüğü sırada bir Amerikan şirketinde satış müdürü olarak görev yaptı.
1996-günümüz: Sanat ve iş hayatı
İlk zamanlarda albüm yapmayı düşünmeyen Bilgiç, daha sonra profesyonelliğe geçmeye karar verdi ve Ercan Saatçi aracılığıyla Banko Müzik ile anlaştı. Bir yıllık hazırlığın ardından Ekim 1996'da[3] “Alışamadım” albümü yayımlandı. Aynı adlı şarkısı büyük ses getirdi ve “Alışamadım” o yılın en çok dinlenen Türk pop şarkılarından biri oldu.
Nisan 1997'de Star TV'de başlayan 13 bölümlük “Yalan Dünya” dizisinde rol aldı ve Aykut Gürel tarafından bestelenen jenerik şarkısını seslendirdi. Ekim 1997'de Mehmet Ali Yılmaz ile başlayan ilişkisiyle birlikte profesyonel müzik çalışmalarına ara verdi. 2005 yılında ilişkisinin bitmesiyle birlikte lazer epilasyon merkezi açtı.[7]
Tiyatro Kedi'nin düzenlediği Kazablanka müzikalinin 2005-2006 sezonunda, ilk olarak 1942'de Ingrid Bergman'ın canlandırdığı "Ilsa" karakterini oynadı.[10][11] 2006'da bir single çıkaracağını açıklasa da bu single yayımlanmadı.[12] Aralık 2007'de iş insanı Ulvi Süvarioğlu ile evlendi.[13] Ancak 1,5 ay sonra boşandı.[14] 2008'de gırtlak kanseri tedavisi gördü.[15]
2008 yılında Can Dündar'ın yazdığı bir şiirden bestelenen “Bilemedin” adlı bir single çıkaracağını duyurdu ancak bu single yine yayımlanmadı.[16] Aynı yıl aktif sahne yaşamına geri döndü.[17] Aynı zamanda iş kadınlığına da devam etti.[18]
2012'de “Aşk Çarpsın Beni” adlı EP'sini yayımladı.[19][20] 2014'te bu albümün kliplerinin bir müzik kanalında döndürülmediğini açıkladı.[21] 26 Ağustos 2017'de sanayici Ali Bellikan ile evlendi.[22] 2019'da mücevher tasarımcılığına başladı.[23] 28 Mayıs 2020'de “Diyemedim” adlı cover tekli'yi yayımladı.[24]
Sibel Bilgiç müzik ve iş hayatına birlikte devam etmektedir.
Diskografi
-
Alışamadım (Albüm - 1996)
-
Aşk Çarpsın Beni (EP - 2012)
-
Diyemedim (Single - 2020)
Minik Serçe lakaplı usta sanatçı Sezen Aksu 1954 yılında Denizli Sarayköy'de dünyaya geldi. Sezen Aksu'nun annesi fen bilgisi öğretmeni Şehriban Hanım Selanik göçmenidir. Babası Sami Yıldırım ise Rize'li ve matematik öğretmenidir. Sezen Aksu 3 yaşına kadar Denizli'de yaşadı, daha sonra ailesi ile birlikte İzmir'e taşındı. Usta sanatçı 1974 yılında Plak yapımı için İstanbul'a yerleşti.
KÜÇÜKKEN DANSÖZ OLMAK İSTİYORDU
Sezen Aksu küçükken dansöz olmak istediğini dile getirirken daha sonrasında "Allah babama acıdı da şarkıcı oldum." dedi. 1970 yılında Ajda Pekkan'ın jüri olduğu ''Altın Ses'' yarışmasına katıldı ve altıncı oldu. 1974 yılında 3 şarkıdan oluşan kaydı plak şirketine gönderdi ve 1974 yılı Sezen Aksu için dönüm noktası oldu. Sezen Aksu, Hasan Yüksektepe ile kısa süren bir evlilik gerçekleştirdi ve sonrasında Ali Engin Aksu ile evlendi. 'Aksu' soyismi de buradan gelmektedir. 1980 yılında ise Sinan Özer ile evlenen sanatçı sonrasında gazeteci Ahmet Utlu ile evlilik gerçekleştirmiş fakat 1997 yılında son bulmuştur.
SEZEN AKSU'NUN EUROVİSİON MACERASI
Sezen Aksu, 1983 yılında şarkı yarışmasında Türkiye'yi temsil etmek istedi, elemelere söz ve müziği Ali Kocatepe'ye ait olan ''Heyamola'' şarkısı ile katıldı. Türkiye'nin finaline kadar yükseldiği bu şarkı seçilmedi. Fakat 45'lik plak olarak çıkarılan şarkı, yılın plağı ödülünü almaya hak kazandı. Daha sonrasında 1984 yılında tekrar Eurovision'a katılmıştır fakat yine finalde elenmiştir. 1985 yılında ''Küçük Bir Aşk Masalı'' şarkısı ile tekrar katılmıştır. Fakat bu şarkıyla da seçilmedi ve bundan sonra da Eurovision şarkı yarışmasına katılmadı.
SEZEN AKSU'NUN ESERLERİ
En fazla satan Türkçe albümler arasında elbette ki 1991 yılında yayınlanmış olan, ''Gülümse'' adlı albümü yer almaktadır. Bu şarkı birçok insan tarafından halen dinlenmektedir. Bunların yanı sıra eserleri şöyle:
Allah'a Ismarladık (1977)
Serçe (1978)
Ağlamak Güzeldir (1981)
Firuze (1982)
Sen Ağlama (1984)
Git (1986)
Sezen Aksu'88 (1988)
Sezen Aksu Söylüyor (1989)
Gülümse (1991)
Deli Kızın Türküsü (1993)
Işık Doğudan Yükselir (1995)
Düş Bahçeleri (1996)
Düğün ve Cenaze (1997)
Adı Bende Saklı(1998)
Deliveren (2000)
Şarkı Söylemek Lazım (2002)
Yaz Bitmeden (2003)
Bahane (2005)
Deniz Yıldızı (2008)
Yürüyorum Düş Bahçeleri'nde (2009)
Öptüm (2011)
Biraz Pop Biraz Sezen (2017)
Mehmet Barış Manço (2 Ocak 1943, İstanbul - 1 Şubat 1999, İstanbul), Türk aranjör, şarkıcı, besteci,[3] söz yazarı, televizyon programı yapımcısı ve sunucusu,[4] köşe yazarı, ve kültür elçisidir. Türkiye'de rock müziğin öncülerinden, Anadolu rock türünün kurucuları arasında sayılır.[9] Bestelediği 200'ün üzerindeki şarkısı,[10] kendisine on iki altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandırdı.[11][12][13] Şarkılarının bir bölümü daha sonra Arapça, Bulgarca, Felemenkçe, Almanca, Fransızca, İbranice, İngilizce, Japonca ve Yunanca olarak yorumlandı. Hazırladığı televizyon programları sayesinde dünyanın pek çok ülkesine gitmiş, bu nedenle "Barış Çelebi" olarak adlandırılmıştır.[14] 1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı" ünvanına layık görülmüştür.[15]
Gençliği
[değiştir | kaynağı değiştir]Oğlu Doğukan Manço katıldığı bir söyleşide: "Babam 1943'te İstanbul'da doğdu ve Türkiye'de ilk Barış ismini aldı, esasında isim babası. Barış ismi, 1941'de dünya savaşlarının ardından barışa duyulan özlemden doğdu. Amcam da 41 doğumludur, savaşın başlangıç tarihi. Ancak 1941 yılında babamın hiç görmediği amcası Yusuf ölmüş, lakabı "Tosun Yusuf" imiş. Bunun verdiği hüzünle "Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço" koymuşlar adını. Babam ilkokula başladığı zaman da Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço'yu nüfus kaydından sildiriyorlar, sadece "Mehmet Barış Manço" ismi kalıyor. Devlet konservatuvarı klasik Türk sanat müziği hocası, sanatçısı ve yazar Rikkat Uyanık[16] ve İsmail Hakkı Manço çiftinin ikinci çocuğu olan Mehmet Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde Üsküdar'daki Zeynep Kâmil Hastanesi'nde doğdu.[17] II. Dünya Savaşı yıllarında doğduğu için ailesi "Mehmet Barış" adını verdi.[18][19]" açıklamasıyla babasının Türkiye'de ilk "Barış" isimli kişi olduğunu ve adının "Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço" olduğunu söylemiştir.[20] 1954'te Galatasaray Lisesi ortaokul giriş sınavına girmeden önce, ismi Mehmet Barış Manço olarak değiştirilmiştir.[21]
Dört çocuklu ailede Savaş, İnci ve Oktay adlarında üç kardeşi vardı. Konservatuvardaki çalışması sırasında Zeki Müren'in de hocalığını yapan annesi Rikkat Uyanık,[16] daha sonraları Barış Manço'yla birlikte televizyon programlarına da katıldı, şarkı da söyledi. Baba tarafı İstanbul'un Fethi'nden sonra Konya'dan Selanik'e göç etmiş ve savaş yıllarındaki zorluklar nedeniyle I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul'a göç etmiştir.[18] Annesi Rikkat Uyanık Adana, Kozan doğumludur[22] ve Barış, çocukluğunun üç senesini burada geçirmiştir.
Üç yaşındayken anne babasının ayrılığından sonra Barış Manço, babası ile yaşamaya başladı. Babasıyla birlikte sık sık ev değiştirdi ve Cihangir'de, Üsküdar'da, Kadıköy'de ve kısa bir süre için Ankara'da yaşadı. İlkokula abisi Savaş ve ailenin en küçük ferdi olan kız kardeşi İnci'nin de okuduğu Kadıköy Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nda başladı. 4. sınıfı Ankara Maarif Koleji'nde okudu ve ilkokulu Kadıköy'deki başladığı okulda tamamladı.[23] Yatılı olarak Galatasaray Lisesi'nin orta bölümüne devam etti. 1957'de amatör olarak müzikle ilgilenmeye başladı.[24] 1958 yılında ilk grubu Kafadarlar grubunu kurdu. Ortaokul yıllarında kurulan bu grup rock'n roll coverları yaparken, Barış Manço da ilk bestesi olan Dream Girl'i bu dönemlerde yaptı ve Ankara'da küçük bir müzik ödülünün de sahibi oldu. İkinci grubu Harmoniler'de yine Galatasaray Lisesi'ndeki arkadaşları vardı. 1959'da Galatasaray Lisesi konferans salonunda ilk konserini verdi.[19] 4 Mayıs 1959'da babasının ölümü üzerine Galatasaray Lisesi'nden ayrılarak, eğitimine Şişli Terakki Lisesi'nde devam etti.[19] Şişli Terakki Lisesi'nde eğitimini tamamlayan Manço,[25][26] yüksek öğrenimini Belçika Kraliyet Akademisinde, "resim-grafik-iç mimari" alanında tamamladı ve okulunu birincilik ile bitirdi.
Barış Manço ve Harmonilerin ilk 45'likleri Grafson Plak şirketinden 1962 yılında yayımlandı. Barış Manço, Harmoniler ile 3 tane 45'lik yaptı. Bu 45'likler 1962 yılında yayımlanan Twistin Usa / The Jet ile Do The The Twist / Let's Twist Again ve 1963 yılında yayımlanan Çıt Çıt Twist / Dream Girl idi. Manço,[19] liseyi bitirdikten sonra Türkiye'den ayrılıp Belçika'da öğrenim hayatını sürdürmek isteyince Harmoniler dağıldı.
Barış Manço, 1963 yılının Eylül ayında Belçika Kraliyet Akademisi'nde yüksek öğrenim görmek için Türkiye'den ayrıldı ve Belçika'ya gitmeden önce karayoluyla bir kamyonla Fransa'nın başkenti Paris'e giderek daha önce konuştuğu Fransız şarkıcı Henri Salvador'la buluştu.[29] Henri Salvador, Barış Manço'nun Fransızcasını ve fazla kilosu nedeniyle dış görünüşünü yetersiz buldu ve anlaşma yapamayan Manço, Belçika'daki abisi Savaş Manço'nun yanına gitti. Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimarlık eğitimi görürken bir yandan da garsonluk, otomobil bakıcılığı işlerinde çalıştı. Bu sırada Belçikalı şair André Soulac ile tanıştı. Soulac sayesinde Fransızcasını ilerletti ve yaptığı besteleri değerlendirme imkânı buldu. Soulac, Manço'nun bestelerine söz yazdı.
1964'te müzik hayatına devam etmek isteyen Barış Manço, Rigolo plak şirketiyle anlaşarak[30] "Jacques Danjean Orkestrası" ile beraber çalışmaya başladı. Twist'ten Rock and Roll'a dönen Barış Manço'nun kayıt şartları da iyileşmiş oldu. 1964'ün Eylül ayında dört şarkılık Fransızca iki EP çıkardı. ilk EP'de Baby Sitter ve Quelle Peste, diğer EP'de Jenny Jenny ve Un autre amour que toi şarkıları yer aldı. Plakların başarısı sonucu Fransız radyosunda yayımlanan "Salut les copins" adlı pop müzik içerikli bir programa konuk oldu.[29] Bu EP Türkiye'ye geldiğinde radyocular Manço'yu Fransız bir sanatçı olarak düşünüp sundular.
12 Ocak 1965'te Paris'teki konser salonu Olympia'da Salvatore Adamo ve France Gall'den önce sahne alarak kendi bestesi olan Babysitter'ı daha sonra Jenny Jenny, Quelle Peste, Un autre Amour que toi ve Je veux savior adlı Fransızca ve İngilizce şarkılarını söyledi. Manço'nun sahne performansı Henri Salvador tarafından tebrik edildi. Aynı yıl Liège'de "Golden Rollers" adlı bir grupla konser verdi. 1966'da ise bir festivalde "The Folk 4" grubu ile Türk müziğinden örnekler sergileyerek dikkat çekti. Ancak Fransız bir müzisyenin Barış Manço'nun aksanını beğenmediği için onun plağının çalınmasını yasaklaması Barış Manço'yu derinden etkiledi ve Avrupa kariyerini sona erdiren nedenlerden biri oldu. Aynı yıl "L' Alba" adlı bir grup Barış Manço ve André Soulac tarafından yazılan ilk parçayı seslendirdi.
1966'da Olympia'daki konser sırasında "Vahşi Kedi" anlamına gelen "Les Mistigris" adlı Belçikalı grupla tanıştı ve onlarla çalışmaya başladı. Grupla beraber Fransa, Belçika, Çekoslovakya, Belçika, Almanya ve İsveç'te konser verdi.[29][31] Sahibinin Sesi şirketiyle anlaşan Barış Manço, Les Mistigris ile birlikte 1966 yılında II Arrivera / Une Fille ve Aman Avcı Vurma Beni / Bien Fait Pour Toi 45'liklerini çıkardı. 1967'de Hollanda'da geçirdiği bir kaza yüzünden dudağında bir yarık oldu ve bıyık bırakmaya başladı.
1967 yılının yaz aylarında yine Les Mistigris ile Türkiye'ye gelen Manço, As Kulüpte de bir konser verdi. Manço'nun Les Mistigris ile yaptığı son kayıtlar, 1967 sonlarına doğru bir EP'de toplanarak piyasaya sürüldü. Bu EP'de sonradan "Kol Düğmeleri" olarak bilinecek olan ve Manço'nun ilk Türkçe bestesi "Bizim Gibi"nin yanı sıra Big Boss Man, Seher Vakti, Good Golly Miss Molly adlı şarkılar yer alıyordu. Ancak vize problemleri, yasal sorunlar ile uğraştıkları için Barış Manço ve Les Mistigris'in yolları ayrıldı. Türkiye'deki ilk saykodelik (imge gördüren) rock şarkıları Manço ve Les Mistigris grubuna aittir.[31]
Barış Manço Les Mistigris ile ayrıldıktan sonra 1968 başında Kaygısızlar grubu ile çalışmaya başladı. Genç gitaristler Mazhar Alanson, Fuat Güner, baterist Ali Serdar ve bas gitarist Mithat Danışan'dan oluşan grup daha önceden kendi konserlerini veren genç bir gruptu. Barış Manço'nun Kaygısızlar ile birleşmesi üzerine İngilizce olan parçalar eski hâliyle bırakılmak üzere Türkçe eserler Kaygısızlar eşliğinde yeniden kaydedilerek yayımlanacaktı. Barış Manço'nun Sayan'dan çıkardığı bu ilk plakta "Bizim Gibi" adlı şarkı "Kol Düğmeleri" olarak yeniden kaydedilecekti.
Barış Manço ve Kaygısızlar'ın Sayan'dan çıkardığı, Kol Düğmeleri / Big Boss Man / Seher Vakti / Good Golly Miss Molly parçalarını içeren bu ilk plak 1968'de yayımlayıp oldukça geniş bir popülarite elde etti. Manço'nun Liège kentinde eğitimine devam etmesi nedeniyle yaz aylarında bir araya gelebilen topluluk üçüncü 45'likleri Bebek / Keep Lookin'le birlikte saykodelik öğeleri Anadolu'nun mistizmiyle birleştirerek vermeye başladılar. Günümüzde yaygın algılanışı manevi değerlere zarar vermeyen bir popülist olan Manço, 68 yılında şarlatan, ukala bir asi genç olarak gösteriliyordu. Barış Manço ise Kaygısızlar'la "Trip / Karanlıklar İçinde", "Kirpiklerin Ok Ok Eyle / Ağlama Değmez Hayat", "Kağızman / Anadolu" ve Paris'te doldurulan "Flower of Love / Boğaziçi" plaklarını yaptı. Saykodelik tınıların içerisine serpiştirdiği doğu müziğiyle kendine özgü bir Doğu-Batı ezgisi oluşturdu. Aralıklarla plak çıkaran grup hem Anadolu temalarına, hem de doğu motiflerine yakınlığı ile bilinen yavaş yavaş yükselmekte olan Saykodelik müzik akımından etkilendi. Barış Manço'nun Kaygısızlar ile yaptığı 45'liklerden Ağlama Değmez Hayat 1969 yılında 50.000'in üstünde satış yaparak Manço'ya ilk altın plağını kazandırdı. Manço, 1969 Haziran'ında Belçika Kraliyet Akademisi'ni birincilikle bitirdi ve İstanbul'a nişanlısı ile döndü.[32]
1969 yılı sonunda Kaygısızlar ile yollarını ayıran[33] Manço için 1970, saykodelik rock'tan tipik Anadolu pop sularına açıldığı bir yıl oldu. Kaygısızlar olmadan girdiği bu yeni yılda Barış Manço, Türkiye'de "...Ve" diye bilinen yurtdışında ise "Etc" adıyla lanse ettiği yeni bir grupla çalışmaya başlamıştı. Bu grup ile "Derule / Küçük Bir Gece Müziği" adlı plağı kaydeden Manço,[33] bu grupla Türkiye'de Akdeniz ve Karadeniz bölgesini kapsayan bir turneye çıkmıştır.
1970 yılının Kasım ayında, o güne kadar Batı enstrümanlarını kullanan Manço, Dağlar Dağlar'ı yayımladı.[34] Barış Manço'nun gitarı ve Kemençe sanatçısı Cüneyd Orhon'un kemençesi ile kaydedilen şarkı, Barış Manço'nun sadece rock ile sınırlı kalmayan kendi müzik tarzının başlangıcıdır. 700.000'den fazla satan Dağlar Dağlar plağı Manço'ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Sayan Plak tarafından verilen ödülü sinema oyuncusu Öztürk Serengil, İstanbul Fitaş sinemasında Manço'nun bir konseri sırasında takdim etti.[35]
Dağlar Dağlar'ın başarısı ile Türk müziği piyasasında büyük ses getiren Barış Manço, 1970'te Türkiye'de ender görülen bir işe imza atıp zaten ünlü olan Moğollar ile güçlerini birleştirme kararı aldı. Çünkü iki grubun da hedefi, Türk müziği ile Avrupa'da ün kazanmaktı. Manço, o zamana kadar Batı etkisinde, Moğollar ise Anadolu pop tarzında müzik yapıyordu. Manço, bu konuyla ilgili bir röportajında şunları söylemiştir: "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum. Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün Dünya'ya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık."[36] MançoMongol adlı grubun ilk Türkiye konseri ise 1971 Nisan'ında Manço'nun Platin Plak ödül töreninde gerçekleşti. Mayıs ayına kadar olan süreçte Barış Manço, Moğollar ile "İşte Hendek İşte Deve", "Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle" ve "Binboğa'nın Kızı"'nı kaydettiler. "İşte Hendek İşte Deve", de tıpkı Dağlar Dağlar gibi büyük beğeni topladı ve adını Barış Manço klasikleri arasına yazdırdı. Çıktıkları Anadolu turnesinin Kütahya ayağında Manço'ya göre uzun saçları yüzünden tehdit edildikten sonra tur otobüslerine dinamitle saldırı düzenlendi. Konserin hemen sonrasında meydana gelen patlamada kimse yara almadı.[37] 1971'de kabakulak olan Barış Manço'nun hastalığının da etkisiyle Fransa'da çalışan bu grup, dört ay değişik yerlerde konserler verdikten sonra oradan ayrıldı. Mançomongol 1971'in Haziran ayında gruptaki anlaşmazlıklar ve Barış Manço'nun sağlık sorunları nedeniyle dağıldı.
1971 ve 1972 yılları Barış Manço'nun birçok sanatçı ile çalışarak Kurtalan Ekspres'i kurma çalışmalarıyla geçti. 1971 yılında, 1969 Türkiye Güzellik Kraliçesi Azra Balkan ile nişanlandı ancak Mayıs 1972'de ayrıldılar.[38] 1972'de Kıbrıs'a giderken asker kaçağı olduğu gerekçesiyle yakalandı, ancak Belçika Kraliyet Akademisi diploması sayesinde yedek subay olma hakkı kazandı.[39] Askerlik öncesi, 1972 yılı Şubat ayında, adını İstanbul'dan Güneydoğu'ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres'i kuran Manço, 1972 Mayıs'ında grupla stüdyoya girerek "Ölüm Allah'ın Emri" ve "Gamzedeyim Deva Bulmam" adlı şarkıları kaydetti. Manço, Engin Yörükoğlu, Celal Güven, Özkan Uğur, Nur Moray ve Ohannes Kemer'in oluşturduğu orkestra ile Anadolu'da konserler verdi.[40] Bu grupla kaydettiği "Ölüm Allah'ın Emri" ve "Gamzedeyim Deva Bulmam" şarkılarının yer aldığı ilk plağı 1972 yılının başında yayımladıktan sonra Barış Manço askere gitti.[41] Türküola tarafından yayımlanan Barış Manço ve Kurtalan Ekspres'in ilk plağı "Ölüm Allah'ın Emri-Gamzedeyim Deva Bulmam" adlı plakta Kurtalan Ekspres kadrosu şu şekildeydi: Ohannes Kemer (yaylı tambur, gitar), Nur Moray (davul), Engin Yörükoğlu (davul), Celal Güven (vurmalı sazlar), Özkan Uğur (bas), Nezih Cihanoğlu (gitar). 1972 yılının Mayıs ayı sonunda ise grup, veda konserini vererek Manço'yu askere uğurladı. Kurtalan Ekspres ise dağılmayacağını ve Manço'nun askerden dönmesini bekleyeceğini açıkladı.[42]
1972 yılının Nisan ayında altı ay süren Polatlı Topçu ve Füze Okul Komutanlığı'nda yedek subay öğrenciliğine başladı. Daha sonra topçu batarya takım komutanı asteğmen olarak bir yıl Edremit'te askerliğini yaptı.[43][44] Bıyıklarını ve saçlarını kestiren Manço, bundan sonra hep bıyıklı ve uzun saçlı olacaktı. Polatlı'da ve Edremit'te orduevlerinde konserler verdi.[45] Terhisine az bir süre kala Harbiye Orduevi'ne atandı. 19 ay 26 gün[46] askerlik yapan Manço, bu sürede orduevi dışında sahne almadı.[46]
Barış Manço, eğitim dönemi biter bitmez konser ortamından uzak kalsa da plak ile dinleyiciye ulaşma yollarını denedi. Kurtalan Ekspres ile "Küheylan" ve "Lambaya Püf De" adlı şarkıları kaydederek uzaktan çekilmiş peruklu fotoğrafının bulunduğu bir zarfla piyasaya sürdü. Şubat 1973'te yayımlanmış olan Küheylan, Manço'nun isminin sağcıya çıkmasına neden olan ilk eserdi. Parçada geçen "Aslıhan, Neslihan, özümüze dönelim" gibi sözler Orta Asya özlemi olarak algılanmıştır. Bu plağı 1973 yılının Ağustos ayında yayımlanan, Manço'nun askerliğinin sonlarında tamamlamış olduğu Hey Koca Topçu/Genç Osman plağı takip etti. Genç Osman'ın da bir serhat türküsü olması Manço'nun ülkücü olarak eleştirilmesine neden olacaktı.
Askerlik sonrası ilk konserini Ankara Dedeman Sineması'nda verdi.[47] Askerlik sonrasında ilk defa bir gazinoda sahne almaya başladı. Ancak Ankara'daki Lunapark Gazinosu'nda sadece dört gün sahne aldı ve işi bıraktı.[48] İşi bırakmasıyla ilgili "Programlarımızı çeşitli şekillerde kısıtlamak istediler, kabul etmeyip çıktık" açıklamasını yaptı.[48] İlk video klibini yine bu dönemde "Hey Koca Topçu" şarkısı için çekti. Bu klipte Kurtalan Ekspres üyeleri Yeniçeri ve Mehter kıyafetleriyle, Barış Manço ise Mülâzim-i Evvel Barış Efendi olarak asker giysisiyle göründü.[49] 70'lerin ortalarına doğru Cem Karaca solun, Barış Manço ise sağın sembolü olarak görülüyordu. Ancak konserlerinde kendisine bozkurt işareti yapanlara biz sadece sizin için gelmedik buradaki herkes için geldik diyerek "Hey Koca Topçu"yu istek yapanları sol yumruğunu havaya kaldırarak protesto edecekti.
Barış Manço ve Kurtalan Ekspres 1974 yılı içerisinde "Nazar Eyle, Gülme Ha Gülme" adlı 45'liklerini kaydetti. Bu iki çalışma, öyküsü, sözü ve müziği Barış Manço tarafından yazılan Baykoca Destanı adlı bir konsept çalışmadan alınma şarkılar olmakla birlikte ilk etapta 45'lik olarak yayımlanmak zorunda kalındı. Daha sonra "Nazar Eyle" adlı çalışma, Baykoca Destanı'ndan çıkartıldı. Öte yandan Destan, Manço'nun "Etc." grubuyla yıllar önce kaydettiği "Gelinlik Kızların Dansı" gibi temalarla zenginleştirilerek 1975 sonlarına doğru bambaşka bir şekil alacaktı. Manço, o sene Hey dergisi tarafından yılın erkek şarkıcısı seçildi.[50] 1974 yılında Avustralya turnesine çıkan Barış Manço ve Kurtalan Ekspres'in konser kayıtlarının kaset olarak yayımlanması planlandı, ancak bu tasarı hiçbir zaman hayata geçirilemedi. Aynı yıl 27 Haziran'da İnönü Stadı'nda düzenlenen "Hey Müzik Festivali-74" kapsamında sahne aldı.[51]
1975 yılında Barış Manço'nun Kurtalan Ekspres ile birlikte hazırlamakta olduğu ilk uzunçalarına lokomotif olarak çıkarılan, bir yüzü askerde yazdığı "Ben Bilirim Ben Bilirim" bir yüzü ise gelmekte olan uzunçaların isim parçası olan enstrümantal "2023"’ten oluşan 45'lik yayımlandı. Aynı yıl bir yıllık bir çalışmanın ardından kariyerinin ilk uzunçaları olan 2023'ü yayımladı. Manço'nun daha önceki Saykodelik rock ya da yakın dönemdeki Anadolu kökenli şarkılarından çok farklı olarak progresif rock denecek bir tarza sahip beş parçadan oluşan 13 dakikalık Baykoca Destanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına yazılmış senfonik bir eser olan 10 dakikalık "Kayaların Oğlu" ile "2023" ikilisi gibi destansı eserlere sahip sıra dışı bir albüm olarak sanatçının diskografisinde yer aldı. Bu dönemde Barış Manço, kariyerinin tek sinema filmi Baba Bizi Eversene'de oynadı.[52]
1975 yılında Kurtalan Ekspres'te Özkan Uğur'un gruptan ayrılması üzerine 1976'da eski Bunalımlar ve Erkin Koray elemanı Ahmet Güvenç gruba katıldı. Kurtalan'ın yeni klavyecisi ise Dadaşlar'dan gruba geçen Kılıç Danışman idi. O yıl Barış Manço ve Kurtalan Ekspres, "Barış Manço'nun Yeni Plağı" adıyla bir 45'lik yayımladı. 45'liğin bir yüzünde "Rezil Dede", diğer yüzünde ise "Vur Ha Vur" yer almaktaydı. "Rezil Dede" adlı parça, "Çay Elinden Öteye" adlı bildik Karadeniz türküsünün Barış Manço'nun esprili sözleriyle bir rock komediye çevrilmiş hâliydi. "Vur Ha Vur" ise 2023 uzunçalarının epik parçası Baykoca Destanı'ndan bir bölüm olan şarkının funk ve caz-rock tınılı yeni bir düzenlemeyle elden geçirilmiş hâliydi.
1976'nın Mart ayında dünya çapında bir firma olan CBS ile anlaşan Manço, Baris Mancho ismiyle lanse edileceği ve Avrupa pazarına yönelik olarak tamamen İngilizce şarkılardan oluşacak olan proje için 1976 yılının sonuna kadar Kurtalan Ekspres ve 30 kadar Belçikalı müzisyen ile 4 kadın vokalistten oluşan Georges Hayes Orchestra'nın eşliğinde dönem teknolojisinin tüm olanaklarını kullanan bir stüdyoda -Belçika'da- çalıştı. 2 milyon TL'ye mal olan ve 1976 yılının sonlarına doğru Baris Mancho adıyla Avrupa'nın birçok yerinde satışa sunulan uzunçalar, Romanya ve Fas gibi doğu ülkelerinde liste başı olsa bile genel olarak beklediği başarıyı yakalayamadı. Albüm Türkiye'de ise 1977 yılının başında Nick the Chopper olarak yayımlandı ve büyük başarı elde etti.
1977 yılında Barış Manço ve Kurtalan Ekspres'in 1972-1975 arasında 45'lik olarak yayımlanmış plaklarındaki şarkılardan oluşan Sakla Samanı Gelir Zamanı yayımlandı. Barış Manço ve Kurtalan Ekspres 1977'de 45 günlük bir Anadolu turnesine çıktı. Turnenin Balıkesir ayağında konser ekibi saldırıya uğradı ve grup üyelerinden Oktay Aldoğan ve Caner Bora yaralanarak hastaneye kaldırıldı.[53] Bu olaya rağmen turne devam etti ve tamamlandı. Aynı yıl CBS firmasının desteğiyle Londra'da Rainbow Tiyatrosu'nda Kurtalan Ekspres ile birlikte konser vererek İngilizce ve Türkçe şarkılarını seslendirdi. Manço, konserden sonra karaciğer enfeksiyonu geçirdi ve karın boşluğunda bağırsağına yapışık bir tümör nedeniyle Belçika'da ameliyat oldu.
Bir süredir sağlık problemleri nedeniyle müzikten uzak kalmış olan Manço, 1978 yılının Haziran ayında Türkiye'ye dönerek yeni plağını hazırlamaya başladı. 1975'te tanıştığı Lale Çağlar ile 18 Temmuz 1978 tarihinde evlendi.[54] Ohannes Kemer'in gruptan ayrılmasından sonra Kurtalan Ekspres'e Bahadır Akkuzu gitarist olarak girdi. Barış Manço ve Kurtalan Ekspres, 1978 sonuna doğru yayımlanan Yeni Bir Gün adındaki yeni uzunçalarlarının tanıtım konserini 1978 yılının Aralık ayında Şan Sineması'nda verdikleri konser ile gerçekleştirdi. Barış Manço, albümde yer alan şarkılardan "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" ve "Aynalı Kemer İnce Bele"yi 31 Aralık 1978 yılbaşı günü TRT'de seslendirdi. Barış Manço ve Kurtalan Ekspres, 1979 yılı içerisinde TRT'de İzzet Öz'ün hazırladığı "Sihirli Lamba" adlı müzik programına da iki kez konuk olup albüm parçalarını tanıtmışlardır. Programda gösterilmek üzere bazı parçalara klip de çekilmiştir. "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa", "Bir Selam Sana", "Ne Ola Yar Ola", "Yeni Bir Gün" parçaları bunlardan bazılarıdır.
"Yeni Bir Gün", Barış Manço'nun uluslararası kariyer anlamındaki savaşı sırasında ihmal ettiği Türkiye cephesine dönüşünü ve yerini sağlamlaştırmasını sağlamıştır. Manço, pek çok röportajında bu dönemi yeniden doğuş ve ustalığa geçiş olarak nitelendirmiştir. 1979 yılında Cem Karaca'nın Türkiye'de etkinliğini yitirmeye başlaması da Manço'nun yeniden doğuşunu hızlandıran önemli bir etkendi. Barış Manço, bu albümle ilerici rock'ın Türkiye'deki en iyi örneklerinden birini verdi. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Aynalı Kemer gibi parçalar Barış Manço'nun halk deyişlerini kullanıp Türk müziğini, modern müzik ile başarıyla harmanlayarak bestelediği ve bu dönemde hit olan şarkılarındandır. Barış Manço, 1979 yılında "Yeni Bir Gün" adlı şarkısı ile Altın Kelebek Ödülleri'nde yılın erkek sanatçısı ünvanını kazandı. Bu şarkı ile ayrıca yılın bestecisi, yılın albümü ve yılın düzenlemesi ödüllerini de alırken Kurtalan Ekspres de yılın grubu ödülünü kazandı. 1979 yılında çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisine bağışladı.[55] Aynı yıl Hollanda, Belçika, Birleşik Krallık, Almanya'da ve Kıbrıs'ta Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin 5. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında Lefkoşa ve Mağusa'da konserler verdi.[56][57] Belçika'daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979 tarihinde Edirne'de aracının lastiği patladı ve bir otomobille çarpıştı.[58] Kazada bel kemiği çatlayan Manço, boynunda boyunluk belinde çelik korse ile dolaşmak zorunda kaldığından uzun süre sahnelerden uzak kaldı.
1980 yılında Manço ilk kez başka bir sanatçıya beste verdi. Barış Manço'nun sipariş üzerine bizzat Nazan Şoray için yaptığı ve kaydında yine Kurtalan Ekspres'in çaldığı ve 45'lik olarak yayımlanan "Hal Hal" yılın şarkısı ödülünü kazanırken Nazan Şoray'a da altın plak kazandırdı. Manço o sene Bulgaristan Altın Orfe Müzik Festivali'ne katıldı ve Nick The Chopper ve Ben Bir Şarkıyım şarkılarıyla festivalde Bulgar şarkılarını en iyi yorumlayan şarkıcı dalında birinci seçildi.[59]
1980 yılının Eylül ayında Barış Manço sanat yaşamındaki 20. yılını "20. Sanat Yılı Disco Manço"yu yaparak taçlandırdı. Kasetin Almanya'daki Türk işçileri eliyle Türkiye'de korsanının çıkarılması ise Türkiye'de bu albümün plaklaştırılmaması için bahane oldu. Bu albüm, kaset formatında "Yeni Bir Gün" uzunçalarından şarkılarla zenginleştirilmiş olup, yeni kayıt olarak "Eğri Büğrü" ile Barış Manço'nun eski şarkılarının stüdyo ortamında Kurtalan Ekspres ile yeniden kaydedilip seslendirilmiş versiyonlarını içermektedir. Manço, Kurtalan Ekspres'le beraber 8 Ekim'de Emek Sineması'nda ve 9 Ekim'de Suadiye Atlantik Sineması'nda olmak üzere "Özlenen Randevu" adıyla İstanbul'da iki konser verdi.[57] 1980 Ekim'inde ise daha önce Nazan Şoray tarafından plak yapılmış olan "Hal Hal" arka yüzünde önce Disko Manço'da yer alan "Eğri Büğrü" ile birlikte 45'lik olarak yayımlandı. Bu plak 45'lik olarak yayımlanan son Barış Manço ve Kurtalan Ekspres plağıydı. Gerek Nazan Şoray yorumu gerek Barış Manço yorumu ile büyük ilgi gören şarkı 80'lerin en popüler şarkıları arasında yer almasının yanı sıra bu takının Barış Manço ile özdeşleşmesini sağlayacaktı. 19 Mayıs 1981'de Barış ve Lale Manço çiftinin ilk çocukları Doğukan Hazar Manço, Belçika'nın Liège şehrinde doğdu.[60]
Barış Manço 1981 yılının sonunda "Sözüm Meclisten Dışarı" albümünü yayımladı. Albümde yer alan "Arkadaşım Eşek" bir anda küçük büyük herkesin beğenisini kazandı. Fakat albümdeki 9 şarkıdan 6 tanesi TRT denetleme kuruluna takıldı. O tarihe kadar hemen hemen her şarkısı denetleme kurulundan geçen Barış Manço bu sefer TRT denetleme kurulundan sadece "Arkadaşım Eşek", "Şehrazat" ve "Dönence"'nin geçmesi üzerine 4 Kasım 1981 tarihinde albümdeki diğer şarkıların da radyoda ve TV'de yayımlanabilmesi için TRT Genel Müdürü Macit Akman'ı ziyaret ederek albümün denetim kurulu tarafından tekrar değerlendirilmesini rica etti.
Manço, 1982 yılında iki kez TRT'de İzzet Öz'ün hazırladığı "Teleskop" programına katılarak, "Arkadaşım Eşek", "Şehrazat", "Dönence", "Ali Yazar Veli Bozar" ve "Hal Hal" şarkılarını seslendirdi. Arkadaşım Eşek ile birlikte "Ali Yazar Veli Bozar" gibi halk deyişlerine yer veren alışagelmiş Barış Manço hitlerinin yanı sıra en başarılı Türk ilerici rock şarkılarından biri olarak kabul gören "Dönence" ve Manço'nun günümüzde "Dağlar Dağlar"dan sonra en popüler şarkısı olarak kabul edilen "Gülpembe"nin yer aldığı "Sözüm Meclisten Dışarı" albümü ile birlikte Barış Manço 80'li yıllar boyunca devam edecek olan popülerliğinin doruk noktasına ulaştı. 1982 yılında önce Anadolu turnesi, daha sonra da Amerika konserleri ile büyük başarı elde etti. Manço, bu dönemde yurt dışında birçok TV programına konuk olarak katıldı, birçok ülkede konserler verdi. 28-29 Ekim 1982 tarihlerinde Almanya, Avusturya, İsviçre, Belçika ve Hollanda'da televizyon programlarına katıldı. Altın Kelebek ödüllerinde Türk pop müziği dalında 1982 yılının en iyi erkek sanatçısı seçilen Barış Manço 1983 Eurovision Şarkı Yarışması'nın TRT tarafından yapılan Türkiye elemelerine Kazma adlı şarkısıyla katıldı. Barış Manço favori olarak gösterilse de jüri tarafından ön elemede elendi ve "Aslında benim jürim elli milyondur. Esas kararı onlar verecektir. Döneceğim ve parçayı plak yapacağım. O zaman her şey ortaya çıkacak" açıklamasını yaptı.[61][62]
Barış Manço, 1983 yılının Temmuz ayında Estağfurullah... Ne Haddimize! albümünü yayımladı. Manço, bu albümle "Halil İbrahim Sofrası" ve "Kazma" gibi ahlaki sözler içeren şarkılarla zorlu bir dönem yaşayan Türk halkının sözcüsü oldu. Sanatçının 60'lı yıllarda önce Les Mistigris ile "Bizim Gibi" adıyla, daha sonra da Kaygısızlar ile kaydetmiş olduğu "Kol Düğmeleri", bu albümde Kurtalan Ekspres ile birlikte kaydedilen yeni düzenlemesiyle yer alıp büyük beğeni toplamıştır. 1984 Altın Kelebek ödüllerinde altıncı kez yılın erkek sanatçısı seçilen Manço, 24 Temmuz 1984'te ikinci oğlu Batıkan Zorbey Manço'nun doğumu ile ikinci kez baba olma sevincini yaşadı.[63][64][65]
1985 tarihinde yayımlanan "24 Ayar" albümü ile birlikte Barış Manço'nun ezgisi değişmeye başlamıştır. Bireşimci ve elektronik dizem ağırlıklı bir tarza sahip albüm, dönemin dünyada oldukça rağbet gören tarzları elekronik pop, teknopop ve yeni akım etkileşimiyle dikkat çekse de Türkiye'de o yılların en rağbet gören müziği taverna ve arabeskten de bir o kadar uzak durmaktaydı. Kurtalan Ekspres, o sırada askerde olan Bahadır Akkuzu dışında, Manço'nun 60'lı yıllardan arkadaşı ve Belçika'lı eski bir ilerici rock grubu olan Recreation'ın lideri Jean Jacques Falaise ile birlikte bu albümde de Manço'ya eşlik etmiştir. Jacques Falaise'in Kurtalan Ekspres'e farklı ve uyumlu bir ezgi anlayışı getirdiği bu albüm ustaca yazılmış sözler itibarıyla mutasavvıf bir biçemin benimsendiği "Dört Kapı" çocukların favorisi "Bugün Bayram", "Söyle Zalim Sultan" ve "Gibi Gibi" şarkılarıyla dikkat çekmeyi başardı. Manço'nun diğer albümlerinde de rastladığımız destansı eserlerden biri de bu albümde bulunmaktadır. "Lahburger" adı altındaki parça batılılık ve doğululuk konusuna damga vurur. Manço, aynı yıl bir ameliyat geçirdi. Karın boşluğunda bulunan üç tane tümör başarılı bir ameliyat ile alınır.[66]
Barış Manço, 1986 yılı sonunda Değmesin Yağlı Boya albümünü yayımladı. "24 Ayar" albümü ile başlayan müzikal değişim bu albüm ile kendini daha da belli etmekteydi ve Manço'nun grup müziğinden uzaklaştığı görülmekteydi. Şarkıların düzenlemeleri Garo Mafyan tarafından yapılan albüm, 80'lerin ruhuna uygun olarak elektronik pop efektleriyle süslenmiş bir albümdü. Manço bu dönemden itibaren şarkılarına çektiği video klipler ile bu alanda birçok sanatçıya öncü olmuştu. Manço, "Değmesin Yağlı Boya" albümündeki birçok şarkısına klip çektirdi. Video klibi ile büyük ilgi gören "Süper Babaanne" ve adını Barış Manço Klasikleri arasına yazdıran "Unutamadım" büyük ilgi gördü.
Barış Manço, gelişen kayıt teknolojileri nedeniyle Kurtalan Ekspres'i albüm kayıtlarından çekmeyi düşünse de Kurtalan Ekspres adını sahnede yaşatmaya devam etti. Ancak Caner Bora, Celal Güven ve Ahmet Güvenç'in (1991 yılında geri döndü) Kurtalan Ekspres'ten ayrılmaları ile grup klasik yapısını büyük ölçüde yitirdi. 1988 yılında, bir önceki albümde Barış Manço'nun müziğine giren Garo Mafyan'ı, Hüseyin Cebeci'nin yanı sıra klavyede Ufuk Yıldırım ve vokalistler Özlem Yüksek ve Yeşim Vatan takip etti. Kurtalan Ekspres'ten Bahadır Akkuzu'nun gözetmenliğini üstlendiği ve bu kadronun ürünü olan 1988 tarihli Sahibinden İhtiyaçtan ve 1989 tarihli Darısı Başınıza albümleri ile bu albümlerde yer alan "Domates Biber Patlıcan", "Kara Sevda", "Can Bedenden Çıkmayınca ve "Nane Limon Kabuğu" gibi hitler döneme damgasını vurdu. Barış Manço daha önceden Türkiye'de öncüsü olduğu video klip çalışmalarına bu dönemde hız vermiştir. "Sahibinden İhtiyaçtan" ve "Darısı Başınıza" albümlerindeki bütün şarkılara klip çeken Manço eski hitlerine de klip çektirmeyi ihmal etmemiştir. Barış Manço, 1989 yılında Sezen Aksu ile birlikte yılın en başarılı pop müzik sanatçısı seçildi.
Barış Manço, yapmak istediği televizyon programlarını yıllarca planladı ve kafasında tasarladı. Ancak dönemin TRT yönetiminden bir türlü olumlu yanıt alamıyordu. En sonunda televizyon projesini hayata geçirmek için Ekim 1988'de TRT 1 televizyonuna, o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi. "Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyicinin ilgisini çeken ve ekran başına toplayan, "Barış Manço ile 7'den 77'ye" programı 1988 yılında doğdu. 1988'de Barış Manço'yu başta çocukların olmak üzere herkesin sevgilisi yapacak "7'den 77'ye" programı başlar. TRT'de yayımlanan bu programda TV ekibi 150'den fazla ülkeye gidip, oraları seyircilere tanıtır. "Adam Olacak Çocuk" ile de çocuklara öğütler vermeyi, onlara yeteneklerini sergileme fırsatı verip dönemin en başarılı televizyon yüzü olur. "Barış Manço ile 7'den 77'ye", adından da anlaşılabileceği gibi tüm yaş gruplarına hitap ediyor ve kendi içerisinde özel bölümlerden oluşuyordu. "Adam Olacak Çocuk" ile çocuklara, "İkinci Kahvaltı" ile büyüklerimize ve yaşlılara, "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" ile yetişkinlere; dolayısıyla herkese hitap ediyordu.
1990 yılında Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı nedeniyle düzenlenen "Türk-Japon dostluğu" etkinlikleri kapsamında Japonya'ya gitti ve Japonya'daki ilk konserini verdi. Bu konseri Japon Veliaht Prensi de izledi.[67] 1991'de Japonya'ya tekrar gitti ve Tokyo Soka Üniversitesi İkeda Salonu'nda konser verdi.[68] Konser sırasında Manço'yla birlikte Soka Üniversitesi Rektörü ve Soka Vakfı başkanı Daisaku İkeda'nın ellerinde bayraklarla Kara Sevda şarkısını söylemesi ve salonun coşkulu görüntüsü, Türkiye'de de konserin ilgi görmesini sağladı.[69] 5 Şubat 1992 tarihinde annesi Rikkat Uyanık (Manço, Kocataş) öldü ve Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.[70]
1992 yılında Mega Manço albümünü yayımlayan Barış Manço, "Ayı", "Süleyman" gibi şarkılarla kendini dinletmeyi başarsa da 1986 yılından beri uyguladığı formülün eskisi kadar prim yapmadığını fark etti. Daha sonra yapılan bir röportajda albümün daha iyi olabileceğini kendisi de belirtmiştir. 1994 yerel seçimlerinde Tansu Çiller başkanlığındaki Doğru Yol Partisi'nden Kadıköy Belediye Başkanı adayı oldu, ancak rahatsızlığı üzerine seçimden önce adaylıktan çekildi.[71] 1995'te Müsaadenizle Çocuklar albümünü yayımladı. Japonya'dan konser teklifi gelmesi üzerine, 1995'te Japonya'da çok başarılı bir turneye çıktı. 1996'da konser albümü Live in Japan yayımlandı.
Bu dönemden sonra müziğin kalitesinin nispeten azaldığı, özel televizyonların arttığı, izlenme kavramının ortaya çıktığı günlerde Barış Manço, kendini hem televizyon, hem de müzik ekranından çekti. 1990'ların sonlarına doğru "Kaplumbağanın Öyküsü" projesini yaratmak istedi ve tanıtımlar da kaydedildi, ancak plak şirketinin isteğiyle Mançoloji adlı bir toplama albüm yapma kararı aldı. Hayranlardan gelen istekler üzerine seçilen şarkılar, Kurtalan Ekspres'te de çalan Eser Taşkıran düzenlemeleriyle kaydedildi.
Müzik ve yazma adına hayatını şekillendiren genç solist lise biter bitmez bu kez üniversite yıllarında senaryolar yazmaya ve tiyatrolarda oyunlar oynamaya başladı. Lise tecrübelerini ve hayallerini harmanlayan Gökhan Semiz en sonunda arkadaşlarıyla 1990'da Grup Vitamin'i kurdu ve 1991'de ilk albümleriyle müzik camiasına giriş yaptılar.. İlk albüm ve sonrası...
1990'da müzik camiasına giriş yapan Grup Vitamin'in oluşma süreci tamamen arkadaşların birbiriyle tanışmasından geçiyor. Üniversitenin konservatuar bölümünde Emrah Anul ile tanışan Gökhan Semiz, daha sonra Selçuk Aksoy'la tanışarak grubun temel taşlarını oluşturdular. Grubun ilk kadrosunda Gökhan Semiz, Selçuk Aksoy, Emrah Anul, Selçuk Demirtaş, Murat Uzunal, Ufuk Yıldırım, Ercan Saatçi ve İzel bulunuyordu. Ancak daha sonra ayrılıkalrın ardından yeniden temeldeki üçlü kalarak müzik anlamında ülkemize çok şey kazandırdılar.
Sonunda 1991'de ilk albümleri olan Bol Vitamin'i yayınladılar. O yıllar ülkede en çok satanlarda ilk sıraya yerleşen grup, ülkenin her yerinde konuşuluyor yaptıkları müzik ve absürtlük insanlara anlam veremedikleri şekilde çekici geliyordu. Not olarak ekleyelim; Bol Vitamin albümü sadece eğlence amaçlı çıkarılmış olmasına rağmen piyasaya girdiği günden itibaren 1.5 milyon satarak piyasaları alt üst etmişti. İlk albüm yayınlandıktan sonra grupta ayrılıklar yaşanmaya başlamıştı...
İlk albümün başarısının ardından ayrılıklara aldırmadan Gökhan Semiz ve arkadaşları ikinci albümleri olan gruplarıyla aynı isimle 'Grup Vitamin' albümünü çıkardılar. Elbette ilk albümü bu kadar ses getirmiş bir gruptan daha fazla şeyler beklense de ikinci albüm ilk albümün gölgesinde kaldı. Buna rağmen satış rakamları ikinci albümün de başarılı olduğunu gösteriyordu. İkinci albümün ardından bu kez Ercan Saatçi ve Ufuk Yıldırım yaşamış olduğu 'bazı' sorunlardan dolayı gruptan ayrıldı. Hatta daha sonra Uf-Er adında bir grup kurarak Vitamin'e meydan okusalar da pek etkili olduğunu söyleyemeyiz.
Tarih 1992'yi gösterdiğinde 'Yandık Desene' albümü yayınlandı ve düşen satış rakamı ilkini yakalayarak albüm yine çok büyük bir başarı yakalamış oldu. Ardından her yıl yeni albüm çıkarmaya başlayan grup büyük bir ivme yakalayarak kendisine büyük bir hayran kitlesi oluşturdu. 1993'de Üşüttük yayınlandı ve son olarak gruptan Sertaç Demirtaş ayrıldı. Kemik kadro kaldı ve başarılar devam etti.
Gökhan Semiz bunların haricinde sololar da söyleyerek kendisini tek başına ispatlamayı başarmıştı. Ancak onun büyük bir feslefesi vardı. O da kendi söylediği söz olan
"Birlikte eğlenemeyen insanlar, birlikte hayâl kuramazlar..."
Düşüncesiyle pekiştiriyordu. Buna rağmen iki adet solo çıkararak Türk Müziğine güzel bir armağanda bulundu. Mikrop ve İnan ki Teksin kendisinin çıkardığı sololardı.
1988'de konservatuar okuyan Gökhan Semiz, şarkı söylemenin yanı sıra çok iyi söz ve sanryolar yazıyordu. Lisedeki amatör grubun ardından üniversitede çeşitli tiyatrolarda sahne aldı. Gökhan Semiz hayatı dolu dolu yaşayan çok yetenekli ve çalışkan biriydi. Sinema filmlerinde bulunmayıp tiyatroya önem vermesi onun kalitesini tartışmasız kılıyordu. Tükürük Kaçarım" (1990) ve "Bizi Bağlamaz" (1995) oyunlarını hem yazıp hem oynarak izleyenlere keyifli anlar yaşattı. O sanatın her kategorisine emek veren bir işçi gibiydi.
Türkiye'de sanatçıların kaçınılmaz sonu 'Trafik Kazası'
Kerim Tekin ve Barış Akarsu gibi o da trafik kazasından hayatını kaybeden müzisyenlerdendi. Sürekli olarak akşamları rock müzik dinlemek için barlarda takılan Gökhan Semiz 12 Ocak 1998'de İstanbul Bakırköy'de yine o amaçla evden çıkmıştı. Arkadaşlarıyla Kennedy caddesinde arabayla seyir halindeyken arabanın demir bariyerleri çarpması sonucu ön camdan dışarı fırlayarak kafasını kaldırıma vuran Gökhan Semiz ağır yaralı hastaneye götürüldü ancak kurtarılamadı. Türk müziği henüz 29 yaşında yetenekli bir genci trafik canavarına kurban verdi.
Haykırsam Dünyaya (1997) adlı ikinci albümüyle tarzını ve imajını değiştirince büyük kitlelere hitap etmeye başladı. Bu albümle birlikte söz yazmaya başlayan Kerim Tekin albümlerinde Kenan Doğulu, Ozan Doğulu, Garo Mafyan, Zeynep Talu, Şehrazat, Ozan Çolakoğlu, İskender Paydaş, Feyyaz Kuruş ve Tayfun Duygulu gibi müzisyenler ile birlikte çalıştı. Albümlerinde yer alan "Cici Baba", "Kara Gözlüm", "Kar Beyaz", "Haykırsam Dünyaya" ve "Akşamlar" gibi parçalarıyla 90'lı yıllarda adından sıkça söz ettirdi. Genç yaşında Kral Türkiye Müzik Ödülleri ve Altın Kelebek Ödülleri gibi birçok önemli ödüle aday olan 26 Haziran 1998 tarihinde Afyon'da yapılan festivale birçok sanatçı ile birlikte gitti. Festivalde en son sanatçı olarak sahne alan Kerim Tekin, menajeri Halis Bütünley ile birlikte festivalden erken ayrılarak İstanbul'a dönerken 27 Haziran'da Sandıklı'da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeder. Kısa kariyerine rağmen büyük hit parçalar ve mütevazi kişiliğiyle birlikte Türk pop müziğinin en sevilen isimlerinden birisi oldu. Şarkıları ölümünden sonra birçok sanatçı tarafından tekrar seslendirildi.
Hayatı ve kariyeri
1975-1994: İlk yıllar ve müziğe başlaması
Kerim Tekin, 18 Nisan 1975 tarihinde Handan Tekin ve Süleyman Tekin'in ikinci çocukları olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Tam adı Kerim Haydar Tekin'dir. Aslen Erzincan, Kemah'lı olan Kerim Tekin ilkokula İstanbul Kültür Kolejinde başlayıp Mevlana İlköğretim Okulunda tamamladı. Ortaokul yıllarında futbola merak salan Kerim Tekin, lise yıllarında futbola devam ederek kendisini bu alanda geliştirdi. Lisenin ilerleyen yıllarında müzik ile ilgilenmeye başladı. 1992'de lisenin son yılında müzik tutkusu yüzünden gitar ve şan eğitiminin de etkisiyle futbolu bırakma kararı alarak, futbol takımından ayrılır ve müzik yaşamına başlar. 1993 yılından itibaren çeşitli gece kulüplerinde ve barlarda sahne almaya başlar. 1994 yılının ortalarında Ajda Pekkan, Nilüfer, Nükhet Duru, Füsun Önal, Zuhal Olcay ve Ezginin Günlüğü[1] gibi isimlerin albümlerine müzisyen olarak katkıda bulunan ve Tayfun Duygulu, Akrep Nalan, Jale, Bora Gencer ve Bendeniz, Nalan Tokyürek gibi şarkıcıların albümlerini hazırlayıp ayrıca da menajerliklerini yapan Halis Bütünley, Kerim Tekin'i çalıştığı mekanda dinlemeye gider. Kerim Tekin'in mekanda keşfeder ve sesini çok beğenir. Kerim Tekin'e sahne sonrası albüm teklifinde bulunur ve Tekin bu teklifi kabul eder. 1994 yılının sonlarında çeşitli müzisyenlerle çalışır ve bu dönemde şan derslerine devam eder.
1978-1990
Silahlıpoda Ritm 68 orkestrasına 1978 yılında bas gitarist olarak katılan Kolçak, askerlik dönüşü caz müziğe yöneldi, Aydın Esen, Neşet Ruacan-Nükhet Ruacan ve Erol Pekcan gibi müzisyenlerle çalıştı ve müzikal deneyimini artırdı. Daha sonra Onno Tunç'tan, orkestrasına katılması için teklif aldı. Bu vesileyle tanıştığı Sezen Aksu'nun teşvikiyle şarkı söylemeye başlayan Kolçak[2] 7 yıl boyunca Onno Tunç Orkestrası'nda bas gitaristlik, vokalistlik ve solistlik yaptı. Zerrin Özer ve Aşkın Nur Yengi ile birlikte yaptığı düetler ile Kuşadası “1987 Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması” ve Antalya “Akdeniz Akdeniz Müzik Yarışması” adlı şarkı yarışmalarında ödüller aldı. Bu dönemde Nilüfer, Sezen Aksu ve Zerrin Özer albümlerine geri vokal yaptı.
1991-2017
1991'de Onno Tunç'un prodüktörlüğünü yaptığı Beni Affet albümü ile büyük çıkış yakaladı. Sezen Aksu'nun da sözlerinin bulunduğu bu albümdeki "Gir Kanıma" şarkısı ile Harun Kolçak bir patlama yaşayan Türk popuna adını yazdırdı. Hatta şarkı 1992 ara yerel seçimleri'nde Doğru Yol Partisi'nin seçim müziği olarak bile coverlandı.[3] Albümdeki şarkıların çoğunun sözünü ve müziğini yapan Kolçak, başka sanatçılara da pek çok eser vermiştir. Bir yıl sonra çıkan Emel albümü Faka Bastın, iki adet Kolçak eseri içermekteydi. 1993 yılının sonlarına doğru Kolçak, ikinci albümü En Büyük Aşk'ı yayınlandı. Bu albümde Kolçak, İskender Paydaş ile çalışmayı seçti. 1994 yılında Bendeniz ile çalışan Kolçak, sanatçı ile "Biz" adlı bir single yayınladı ve Bendeniz II albümüne geri vokal yaptı. Aynı yıl klibi ile dikkat çeken Emel şarkısı "Korkuyorum"u besteledi.
1995 yılında hem plak şirketini değiştiren hem de bıyığını kesip saçını uzatarak yeni bir imaj yaratan Harun Kolçak, Yanımda Kal albümünü çıkardı. Sanatçı, bu albümde de Paydaş'la çalışmayı sürdürdü. 1996’da Litvanya’da 13 ülkenin katıldığı “Müzikos Festivalis 96”da "Müptelayım Sana" şarkısı ile “En İyi İkinci Şarkıcı” seçildi.[4] 1998'de dördüncü albümü Teslim Oldum'u yayınladı. Yine İskender Paydaş ve Eser Taşkıran ile çalışan sanatçı, bir süreden sonra tekrar bir Sezen Aksu şarkısında Aşkın Nur Yengi ile düet yaptı.
2000'li yıllara yeni bir müzik şirketine geçerek başlayan Kolçak, beşinci albümü Yaşasın'ı çıkardı ancak albüm pek fazla ses getiremedi. Bu albümden sonra bir süre müzik anlamında sessiz kalan Kolçak, 2004'te Ünlüler Çiftliği adlı reality show'a katıldı. Yalancı Yabancı adlı bir TV filminde oyunculuk denemesi yaptı. 2006 yılında müzik dünyasına Müzisyen albümü ile döndü. Prodüktörlüğünü Sezen Aksu'nun yaptığı albümde Kolçak, Mustafa Ceceli ile çalıştı. Bu dönemde kişisel gelişime ve din araştırmalara ağırlık veren sanatçı aynı yıl Kahin Aziz Malachy'ye Göre Papalığın Sonu adlı bir kitap yazdı.[5]
Kolçak, 2012'de yeni parçalardan oluşan son albümü Yeniden Doğuyorum'u çıkarmıştır. Ekim 2013'te Harun Kolçak & Rock Off isimli projeye başladı. Kolçak, Can Güney, Yusuf Tunceli ve Orkun Gezer'in bulunduğu grup ilk performansını Okan Bayülgen'in Makina Kafa adlı programında sergiledi.
2016'da yorumculuğunun 25. yılı şerefine 14 şarkısını çoğunluğu yeni jenerasyondan olan şarkıcılar ile düet olarak tekrar yorumladığı Çeyrek Asır projesini yayınladı. Albüm büyük bir ilgi gördü ve Kolçak uzun bir aradan sonra tekrar listelere taşıdı. Ölümünden önce Çeyrek Asır'ın ikincisi ile çalışmalara başlasa da[6] albüm Kolçak'ın ölümü ile proje aşamasında kaldı. 11 Aralık 2017 tarihinde düzenlenen 44. Pantene Altın Kelebek Ödülü'nü kazandı. Ödülü kendi adına babası Eşref Koçak aldı.
Hastalığı ve ölümü
Harun Kolçak, 2010 yılında bir süredir prostat kanseri ile mücadele ettiğini sevenlerine açıkladı.[7] 2014 yılında prostat kanseri nedeniyle ameliyat geçirdi. “Ölüm hayatta birçok şeye anlam katıyor. Ölümsüz olsaydık, birbirimize değer vermezdik” sözleriyle hastalığıyla nasıl mücadele ettiğini açıklayan Kolçak, kanseri maneviyatı ile yendiğini ve bu esnada alkali diyeti yaptığını söyledi.
22 Haziran 2016 Çarşamba günü Harun Kolçak'ın hastalığı yeniden nüksetti. Acil olarak hastaneye kaldırılan Harun Kolçak yeni bir ameliyat geçirdi. Yoğun bakımda tedavi altına alınan sanatçının yakın dostları tarafından Harun Kolçak'ın bilincinin açık olduğu fakat sadece gözüyle tepki verebilmekte olduğu bildirildi.[8] 8 Temmuz'da yoğun bakımdan çıkan Kolçak,[9] sağlığına tekrar kavuştu. Temmuz 2017'de hastalığı nedeniyle tekrar hastaneye kaldırılan sanatçı, yapılan müdahalelere rağmen 19 Temmuz 2017 akşamı tedavi gördüğü Maslak Acıbadem Hastanesinde 62 yaşında ölmüştür. Cenazesi Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak Bursa'nın Gemlik ilçesinde bulunan aile mezarlığında defnedilmiştir.